Atilla ÇİLİNGİR

Tarih: 17.02.2024 00:46

10’LARIN İZLERİYLE TÜRKİYE (11)

Facebook Twitter Linked-in

GEÇMİŞTEN, GÜNÜMÜZE ON'ARLI  YILLARIN İZLERİYLE TÜRKİYE… Unutturmamak için yazdım, unutulmasın o yıllar..! 1950'li yıllar…

... dünden devam

Türkiye kendisini kuzey komşusuna karşı tam bir güvence altı-na almak amacıyladır ki, kurulduğu günden başlayarak Nato'ya katıl-mak istemiştir. Zira Nato'ya alındığı takdirde, 1939'dan beri kendisini yıpratan Sovyet baskısına karşı, gerek savunma, gerek güvenlik yö-nünden hukuki bir teminat altına girmiş olacaktı.

Türkiye'nin 1949 – 1950 yıllarında Nato'ya girmek için yaptığı çeşitli başvurulara Amerikalı yöneticiler, Amerikan kamuoyunun Batı Avrupa'da girişilen yüklemlere bile zor razı olduğunu, bunların Doğu Akdeniz'e kadar uzatılmasına hiç razı olamayacağı karşılığını vermiş-lerdir. Fakat durum 1950'de değişmiştir.

1950 yılında çıkan Kore savaşı sırasında Sovyet lider Stalin'in Birleşik Amerika'nın elinde atom bombası üstünlüğüne rağmen, eğer savaş Çin'e aktarılacak olursa; Sovyetler Birliği'nin buna seyirci kal-mayacağını bildirmesi, Washington ile batılı başkanlara, Nato kurul-duktan sonra artık çıkamayacağını sandıkları genel bir savaşın, hiç de umulmadık bir şey olduğunu söylemiştir.

Türkiye'nin Nato'ya alınmasına en büyük itiraz İngiltere'den gelmiştir. Bu itiraz özellikle Orta Doğunun savunulması konusundaki değişik görevlerden ortaya çıkmıştır. Birleşik Amerika'nın en büyük endişesi,

Nato'nun güneydoğu kanadının zayıf olmasından ileri geliyor-du. Bu yüzden Türkiye'de stratejik bir hava üssü kurulmasını istiyor-du.

İngiltere ise, İngiliz Orta Doğu Komutanlığı'na bağlı ayrı bir Orta Doğu Komutanlığı kurulması görüşünü daha ziyade Türkiye'yi Nato içinde değil, bir Akdeniz ittifakı içinde görmek istiyordu. Özellikle Sü-veyş'deki kendi üstlerinde tutunmak isteyen Londra; Ankara'nın da katılacağı bir savunma sistemine, batıdan çok doğulu bir nitelik ka-zandırmak amacındaydı…

İngiltere'nin itirazı 1951 Temmuzuna kadar devam etmiştir. Buna mukabil dönemin Başbakanı Adnan Menderes, göreve başladığı ilk günlerde, İngilizlerin Orta Doğu'da istediği bir savunma sistemine Türkiye'nin ancak Atlantik Paktı'na alınması karşılığında girebileceği-ni açıklamıştı…

Türkiye Nato'ya katılmak için ilk müracaatını yaptığı sırada, iş başında Cumhuriyet Halk Partisi Hükümeti bulunuyordu. Ancak 14 Mayıs 1950'de yapılan genel seçimler sonunda iktidar, Demokrat Partiye geçmiştir.

Demokrat Parti iktidara geldikten sonra ilk iş olarak, seçim kampanyası sırasında büyük bir sorun yaptığı Nato'ya girme girişimi-ni gerçekleştirmeye çalışmış ve başarmıştır da.

Nato'nun kurulmasıyla birlikte Türk dış politikasını yürütenle-rin bu teşkilata katılmak için yaptıkları çalışmalar yanında,

Bunun Türkiye'de sosyalist bir düzen kurma olasılığının çok uzun bir süre ortadan kalması demek olacağını düşünen solcular tara-fından endişe ile izlenirken;

İktidara yeni seçilen Demokrat Parti Türkiye'nin Nato'ya girme-sini, ülkedeki demokratik rejimin ve bu arada kendi varlığı için kaçı-nılmaz saymış ve zorunlu iç politika gereği yaptıktan ve bir kez Na-to'ya katıldıktan sonra da bunu bir dış politika ilkesi olarak geliştir-miştir.

 DP iktidarının ilk günlerinde 25 Haziran 1950'de, Kore'de patlak veren savaşın nedenleri:

İkinci dünya savaşı sonrasında Sovyetler Birliği'nin Japonya'ya savaş ilanı üzerine Amerika Savunma Bakanlığının; 38'nci paralelin kuzeyindeki Japon kuvvetlerini Sovyetlere, güneyindekilerin de Ame-rikan Komutanlığına teslim olmaları ' önerisi' üzerine, Sovyet Kuvvet-leri 12 Ağustos 19452te Kuzey Kore'yi, Amerikan Kuvvetleri de 8 Eylül 1945'te Güney Kore'yi işgal etti.

38'nci paralelin ara hattı olarak ilan edilmesi üzerine Kore, artık güney ve kuzey olmak üzere ikiye bölünmüş oldu.

devam edecek ...


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —