Metin:
- Ayşe’ciğim Sarp ile Sara’nın anlattığı o inanılmaz şeyleri dinledik! Ne çok acılar çekmişler, ne türlü zorluklarla mücadele etmişler ama hiçbir zaman sevdalarından vazgeçmemişler. Birbirlerinden hiçbir neden uğruna vazgeçmeyen bu insanları bir araya getirmek için öyle güzel bir plan yapalım ki, aşkları kadar güzel olsun, ne dersin?
Ayşe de Metin’le aynı fikirdeydi;
- Tamam, sevgilim. Ben de aynı şeyi düşünürüm! Ne yapsak da bu güzel insanlar yeniden bir araya gelsin, bir daha da hiç ayrılmasınlar.
O esnada Ayşe’nin aklına iyi bir fikir gelmişti;
- Biliyor musun? Sara’nın güzel kızı Kaipuu önümüzdeki Cumartesi günü altı yaşına basacak. Ona güzel bir doğum günü partisi hazırlayalım. Bu parti aynı zamanda Sara ile Sarp’ın yeniden bir araya gelmesine vesile olsun. Ne dersin? Nasıl ama iyi düşünmüş müyüm?
Metin:
- Ooo, harika bir fikir. İyi düşünmüşsün. Doğum günü partisini Sara’nın çalıştığı otelde hazırlarız. O akşam Sarp’ı da oraya yemeğe davet ederiz. Aynı mekânı paylaşacak olan ama birbirlerinden haberi olmayan iki sevdalıya da güzel bir sürpriz yapmış oluruz.
İkisi de bu güzel plan için anlaşmışlar. Sıra bu planın uygulanmasına gelmişti…
Sarp, günlerin verdiği yorgunlukla sabah bir hayli geç uyandı. Metin onun uyanmasını beklemişti. Sarp’ın salona indiğini görünce:
- Günaydın kardeşim. Nasıl iyi uyudun mu? Diye sordu…
Sarp:
- Vallahi günlerden beri ilk defa bu kadar güzel bir uyku uyudum. Tekrar sizinle birlikte olduğum için öylesine mutluyum ki…
Metin:
- Çok sevindim. Gerçekten de iyi ki geldin. Burası sana çok iyi gelecek. İnşallah Sara yengem de yakın bir zamanda gelirse, her şey eskisi gibi güzel olacak. Yeniden çok ama çok mutlu olacaksınız. Buna tüm kalbimle inanıyorum kardeşim.
Sarp:
- Umarım öyle olur. Onu yeniden görebilmenin heyecanı adaya geldiğim saatten beri beni hiç yalnız bırakmadı. Bu arada bugün bir başka işin yoksa adada onunla birlikte bulunduğumuz yerleri dolaşalım mı ne dersin?
Metin kendisini Sarp’ın bu teklifine olumlu cevap vermek durumunda hissetmişti…
En azından Cumartesi günü Kaipuu için verecekleri doğum günü partisine kadar, Sarp eski anılarını hatırlayacağı bu yerleri gezerek, kısmen de olsa avunabilirdi…
- Tamam, kardeşim. Sen nasıl istersen diye cevapladı…
Sarp, sabah kahvaltısı için bir iki lokma bir şeyler yedikten sonra Metin’le birlikte yola çıktılar. İlk gidecekleri yer Lefkoşa, sonrasında Mağosa, dönüşte de Girne yat limanı olacaktı…
Sarp ve Metin; gün boyunca eski günlerin anısını birlikte yaşadılar.
Hatta Ledra Palas kapısına kadar giderek, Sara’yı görebilmek için o kapıdan geçebilmek amacıyla o gece uyguladıkları senaryoyu bir kez daha anımsadılar!
O gece ne büyük bir risk almışlardı!
Giydikleri BG askeri kıyafeti ile yakalanacak olsalar, bugün hala hapiste olacakları kesindi.
Ama bu olmamış; bu iki korkusuz yürekten birisi sevdası uğruna, diğeri de bu sevdaya duyduğu büyük saygı nedeniyle öylesine çılgın bir senaryoyu hayata geçirmişler ama her şey başarıyla sonuçlanmıştı.
Sarp’ın adada Sara ile yaşadıklarının her karesinde Metin’in yardımı vardı!
Onun bu yardımları olmasa; Sarp’ın Sara’ya ulaşması imkânsız gibi bir şeydi. Bu nedenle Sarp, Metin’i kardeşi yerine koymuş ona karşı büyük bir sevgi besliyordu.
Bu sevgisini bir kez daha açıkladı:
- Metin kardeşim, Sara ile yaşadığım bu büyük sevdanın en yakın tanığı, bize bu konuda en büyük yardımı yapanı sensin. İyi ki, seni tanımışım, iyi ki varsın. Hayatta olduğum sürece bil ki, sen ne zaman dara düşsen, ne zaman yardım istesen yanında olacağım. Canım kan kardeşim benim. Her şey için sağ ol, var ol.
Sarp’ın bu sözleri Metin’i de çok duygulandırmıştı:
Devamı yarın