Türkiye'de yaklaşık olarak 68 binin üzerinde hasta, son dönem böbrek yetersizliği nedeniyle diyaliz tedavisi görüyor. Daviva Healthcare Medikal Direktörü Prof. Dr. Zerrin Bicik Bahçebaşı, beslenme alışkanlıkları ve sosyoekonomik düzeyin bu artışta etkili olduğunu dile getiriyor.
Tüm dünyada böbrek hastalığı nedenlerinin ilk sıralarında diyabetin ve hipertansiyonun geldiğini söyleyen Daviva Healthcare Medikal Direktörü Prof. Dr. Zerrin Bicik Bahçebaşı, her iki sağlık probleminin de beslenme ve yaşam biçimi alışkanlıkları ile yakından ilişkili olduğunu aktardı.
Küresel ısınma, böbrekleri olumsuz etkiliyor
Prof. Dr. Zerrin Bicik Bahçebaşı, “Dünya Böbrek Günü” dolayısıyla yaptığı açıklamada, “Diyabet ve hipertansiyona ilave olarak özellikle sosyoekonomik düzeyi düşük toplumlarda yeterli hijyen koşullarının sağlanamaması, tedaviye ulaşma zorlukları enfeksiyon ilişkili böbrek hastalıklarını artırıyor. Son zamanlarda etkilerini daha şiddetle hissettiğimiz küresel ısınmaya paralel olarak temiz su kaynaklarına ulaşma zorluklarının da bu artışa katkı sağladığı araştırmalara yansıyor” diye konuştu.
Günlük yaşamdaki değişiklikler büyük fark yaratıyor
“Diyabet ve hipertansiyonu kontrol edebilmek amacıyla dengeli beslenme, tuz tüketimini azaltma ve günlük yaşamın içine yerleştireceğimiz bedensel aktivite böbrek hastalığının en sık iki sebebini kontrol etme imkânı verir” değerlendirmesinde bulunan Daviva Healthcare Medikal Direktörü Prof. Dr. Zerrin Bicik Bahçebaşı, sıvı tüketiminin böbrek hastalığından korunmak için son derece önemli olduğunu ve günlük tüketim miktarının kişinin yaş, cinsiyet, yaşam biçimi gibi gerekliliklerine göre belirlenmesi gerektiğini aktardı.
Böbrek yetmezliği evresine gelen hastaların diyaliz ve böbrek nakli olmak üzere temel olarak iki seçeneği bulunduğunu vurgulayan Prof. Dr. Zerrin Bicik Bahçebaşı, “Böbrek nakli canlı organ vericisi olan hastalar için doğru seçim yapıldığında bilinen en iyi tedavi seçeneğidir” diye konuştu.
Verimli diyaliz tedavisi için hasta, doktor ve başhemşire ilişkisi çok önemli
Diyaliz tedavisinin evde veya bir diyaliz merkezinde olmak üzere iki şekilde uygulanabildiğine dikkat çeken Daviva Healthcare Medikal Direktörü Prof. Dr. Zerrin Bicik Bahçebaşı, diyalize ilişkin şu önemli noktalara değindi:
“Evde uygulanan diyaliz, merkezde uygulamaya göre daha uzun süreli ve hasta konforunu daha fazla sağlayan bir tedavi modelini oluşturuyor. Kadavra kaynaklı böbrek nakillerine yakın veya eşdeğer sağlık sonuçları olduğunu bildiren çalışmalar mevcut. Diyaliz tedavisinin yeterli
ve verimli olabilmesi için doktor ve diyaliz hemşiresinin kişiye özel olarak planladığı diyet programına ve ilaç tedavisine uyumu çok önemli. Aynı şekilde hastanın yaşam kalitesi, kendisinin tedavi planına uyumu ile çok yakından ilişkili. Düzenli yürüyüş, kas esneklik ve gücünü artırıcı egzersizler böbrek hastalığına bağlı olarak gelişebilecek kas ve kemik problemlerini önleyen unsurlardır.”
Ev hemodiyalizi daha çok konfor sağlıyor
Prof. Dr. Zerrin Bicik Bahçebaşı, böbrek hastalığının bireyin yanında aileleri de etkilediğini belirterek, “Aile bireylerinin kendi aralarındaki dayanışma; örneğin diyet planına uygun yemekler yapılması, diyaliz programını aksatmayacak seyahat ve iş planlamaları, hastanın yaşam kalitesi açısından çok önemli. Tüm ailenin etkilendiği bu durumda, gerek görülürse psikolojik destek almaktan kaçınılmamalı. Çalışma, okul gibi aktif yaşamın içinde olan hastalar için tedavi saatlerini düzenleme özgürlüğü olduğundan ev diyalizi modelini seçmek daha doğru olabilir” ifadelerini kullandı.