Türk halkı, tarih boyunca yardımseverliği ve dayanışma ruhuyla tanınmış bir millettir. 776.980 km²'lik geniş topraklarda, çoğunluğu Müslümanlardan oluşan yaklaşık 86 milyon nüfusa sahip bir ülkeyiz. Türk, Kürt, Laz, Çerkes, Tatar, Boşnak, Rum, Ermeni, Gürcü, Süryani, Arap ve diğer kökenlerden oluşan bir toplum yapısına sahibiz. Farklı etnik kökenlerden gelen insanlarımız, tıpkı et ve tırnak gibi birbirine kenetlenmiş, kardeşçe yaşamaktadır.
Dünya üzerinde, kültürel çeşitliliği bu denli barındıran ve bu çeşitliliği birlik içinde harmanlayarak güçlü bir dayanışma gösteren bir başka ülke bulmak oldukça zordur. Türk halkının en belirgin özelliklerinden biri de, zor zamanlarda birbirine omuz vermesidir. Deprem, sel ve benzeri doğal afetlerde, 7'den 70'e herkes seferber olur, sevdiklerinin ve komşularının yanında yer alır.
Bu yardımsever ruh, en büyük sınavlarından birini 1999’daki büyük depremde vermiştir. O günden bugüne kadar, 6 Şubat 2023’te gerçekleşen Kahramanmaraş merkezli büyük depremde de aynı dayanışma ve yardımlaşma duygusu yine tüm Türkiye’de gözler önüne serilmiştir. Türk halkı, her felakette olduğu gibi, bu zorlu süreçte de bir araya gelerek, zarar görenlere yardım eli uzatmış ve yaraları sarmak için gece gündüz demeden çalışmıştır.
Her ülke, zaman zaman büyük ekonomik krizlerle karşı karşıya kalabilir. Şu anda da biz, ciddi bir ekonomik krizle mücadele ediyoruz. Bu krizin temel sebeplerinden biri, ekonomik yönetimin plansız ve öngörüsüz bir şekilde yapılan harcamalarıdır. Ancak bu sorunun daha derin bir kaynağı vardır: Devlet Planlama Teşkilatı'nın kaldırılması. Ekonomik planlamadan yoksun bir yönetim anlayışı, uzun vadeli ve sürdürülebilir kalkınma hedeflerine ulaşmayı zorlaştırmaktadır.
Devlet Planlama Teşkilatı, ekonominin çeşitli alanlarında uzun vadeli stratejiler geliştiren, kaynakları verimli kullanmayı hedefleyen ve kalkınma politikalarını koordine eden önemli bir yapıydı. Bu teşkilatın kaldırılması, ekonominin yönlendirilmesinde büyük bir eksikliğe yol açtı. Ancak bu durumdan çıkış yolu oldukça açıktır: Hükümet ya da ileride kurulacak herhangi bir hükümet, Devlet Planlama Teşkilatı’nı yeniden kurarak ekonomiye uzun vadeli bir perspektif kazandırabilir.
Bu adım, yalnızca krizden çıkmamıza yardımcı olmakla kalmaz, aynı zamanda planlı bir kalkınma sürecine geçişin de kapılarını aralar. Kalkınma sadece kısa vadeli tedbirlerle sağlanamaz; sürdürülebilir bir büyüme için stratejik ve bilinçli planlamalar gereklidir. Devlet Planlama Teşkilatı'nın yeniden faaliyete geçmesi, ekonominin daha düzenli ve sürdürülebilir bir şekilde büyümesine katkı sağlayacaktır.
86 milyon TC vatandaşının afetlerde yardıma koşması, başka ülkelerde pek görülmüş bir durum değildir. Böyle bir milletin ferdi olmak, bu yardımlaşma ve dayanışma gücünün parçası olmak insanı onurlandıran, gururlandıran bir duygu. Birlik ve beraberlik içinde, güçlü bir toplum olma yolunda hep birlikte ilerleyeceğiz.