Mustafa BALBAY

Tarih: 16.04.2025 21:12

Baltacı bakan...

Facebook Twitter Linked-in

Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin makamına gitmese, bakanlığa hiç uğramasa, yani eğitime hiç dokunmasa durum bundan daha kötü olmaz. Muhtemel daha iyi olur! Eğitimin taraflarının karşılıklı diyaloğu ile gündemdeki sorunlara çözüm yolu bulunur!

 

 

Eğitimin hiç değişmeyen, hatta derinleşen konularının yanı sıra bakan Tekin iki yeni açıklamasıyla gündeme oturdu:

 

1-Proje okullarındaki öğretmenlerin 8 bininin yeri değiştirildi.

 

2-İmamoğlu’nun tutuklanmasını protesto eylemlerinde gözaltına alınanlar, tutuklananlar eli baltalı olanlar dedi.

 

İktidar, öğretmenliği aşkla yapılan bir meslek olmaktan çıkarıp arka bahçe kadroları haline getirmek için her şeyi yapıyor. Tam istediği dozda eğitim verecek kişiyi bulamazsa sözleşme yapıp eğitimi, eğitim dışı kurumlara ortak ediyor.

 

Ücretli öğretmenden sözleşmeli öğretmene kadar beş ayrı statüde öğretmen yapısı oluştu. Her birinin kendi içinde çözülmesi gereken sorunlar var. Atanmayan öğretmenler, atamada mülakat konunun daha derin ve acı yanı!

 

***

 

Proje okullardan alınıp başka okullara gönderilen öğretmenler konusu neresinden tutsan elinde kalıyor.

 

Her şeyden önce üç kez verilen ara tatilden sonra eğitim yılının son düzlüğüne giren öğrencilere ve öğretmenlere tam bir soğuk duş! Üniversite sınavına girecek olanlar için bambaşka bir felaket. Diyelim ki tamamen iyi niyetle öğretmenlerin yer değiştirmesine ilişkin bir karar alındı. Neden nisanda? Az önce vurguladığımız gibi tam bir odaklanmayla iki ay daha eğitim görecek öğrencilere bu reva mı? Öğretmenler yeni görev yerine daha sonra gidecek olsa bile nisan ortasında neden açıklanıyor? Haziran sonu çuvala mı girdi?

 

Diese Testsieger-Wärmepumpe stellt den Heizungsmarkt auf den Kopf

thermondo

Buna öğrenciler ve aileleri karşı çıktı. Günlerdir liseler eğitim yeri değil eylem yeri! Öğretmenlerini kaybeden öğrenciler, iktidarın biat dayatmalarına inat seslerini yükselttiler.

 

Bizim de okul sıralarında okuduğumuz “Andımız” 2013 yılında kaldırılmıştı. O gün bebek olanlar bugün lisede. Ve o öğrenciler önceki gün okul bahçesinde Andımız’ı okuyorlardı!

 

Aynı süreçte Tekin liseyi bitirip üniversiteye giden öğrencilerin eylemlerine de “balta” sertifikası verdi! Dedi ki:

 

“O eylemlere katılanlar değil, onların protesto hakkını engellemeye girişen eli baltalılar gözaltına alındı!”

 

Baltacı Tekin bakan zahmet edip içişleri bakanına sorsa onların büyük çoğunluğunun öğrenci olduğunu anlardı. Kaldı ki tutuklananların büyük bölümü kamuoyu baskısının da etkisiyle serbest bırakıldı. Keşke bakan “baltasıyla” değil, “bal tasıyla” konuşsaydı. Öğrencilerin hakkını aramasına sevindiğini, şiddete başvurmamak şartıyla bunun temel bir hak olduğunu söyleseydi...

 

***

 

Pek çok alanda olduğu gibi eğitimde de karamsarlığı ve umutluluğu içinde barındıran bir süreçteyiz.

 

Karamsarlık, karşılaştığımız sorunların ciddiyetinden. Bu sorunları çözmek yerine katlayan anlayışın giderek densizleşmesinden. “Kültürel iktidarımızı kuramadık” diye başlayan bağnazlıklardan...

 

 

Umutluluk, bütün dayatmalara karşın toplumun ciddi bir kesiminin bilimsel eğitimi inatla, ısrarla istemesinden. Bunun için maddi manevi her türlü çabayı göstermesinden.

 

AKP’den başka iktidar görmemiş gençler, “Böyle gelmiş böyle gider” demiyor. Daha iyi nasıl olur, onu arıyor. Gençler, Ekrem İmamoğlu’nun esaretini ve cesaretini içselleştirdi. Onun mücadelesiyle kendi sorunlarının çözüm yolunu birleştirdi.

 

Buradan büyük bir enerji doğdu. Bütün mesele bu enerjiyi yönetme


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —