Birleşik Tekstil, Dokuma ve Deri İşçileri Sendikası (BİRTEK-SEN) Gaziantep’teki tekstil işçilerinin hak arama mücadelesiyle ayrıca öne çıktı. Sendikanın genel başkanı Mehmet Türkmen zamlı haliyle asgari ücretin 2-3 bin lira üzerine çıkan ücretlerin yükseltilmesi için işçilerle birlikte zorlu bir mücadele başlattı.
Valilik kayıtsız şartsız patronların yanında durunca kentte neredeyse bütün gösteriler, toplantılar yasaklandı.
Fabrikalardan birinin sahibinin AKP milletvekili olmasını bir yana koyalım, binlerce işçinin birkaç bin lira daha fazla ücret almak için sürdürdüğü çabanın karşılığı sendika başkanını tutuklamaya sevk etmek oldu.
Geçen haftanın gündem konuları arasındaki Çayırhan Termik Santralı işçilerinin Ankara yürüyüşünü Gaziantep’in yanına koyunca çalışma yaşamının giderek keskinleştiğini görüyoruz.
***
Siyasal ve toplumsal ortamın kelime oyunu ya da kara mizah kaldıracak yanı yok ama BİRTEK-SEN’e üye işçilerin karşılaştığı durumla ülke yönetiminin en tepesindeki iklime ve söylediklerine bakınca mırıldanmadan edemedik:
BİRTEK-SEN yok, bir tek sen varsın!
Ekonomik kriz beş bakan eskitti, hâlâ enflasyonun ne zaman düşeceği belli değil. Toplumun yüzde 70’i, “Artık bu ekonomi düzelmez” noktasına geldi. Gelen her bakan, kendisiyle birlikte her şeyin düzeleceğini söyledi ama çarşı pazar ortada, sofra ortada!
Bütün bunlardan sonra mikrofonu eline alınca bir tek sen varsın! Aslında gelip giden bakanların bir öneminin olmadığı da böylece ortaya çıkmış oluyor.
Bir işitme cihazının maliyeti nedir? işte liste
Local Plan
Sistemi değiştirirken başlıca söylemin şuydu:
Bakanlarla Meclis’i ayıracağız. Bakanlar sadece işinin ehli kişilerden oluşacak, siyaset yapmayacak, sadece işine odaklanacak!
Gerçek ne oldu? Milletvekillerinin siyaset yapmasına gerek yok, bakanlar gereği kadar yapıyor.
Hakkını teslim edelim; en başarılısı da adalet bakanı. Demeç verdikten yarım saat sonra soruşturma açılıyor. Soruşturma açıldıktan sonra devamında hangi suçların gündeme gelebileceğini söylüyor. İddianamenin taslağını da yazmış oluyor.
Parlamenter sistemde seçim takvimi başladığında “mutlaka tarafsız olması gereken bakanlar” olarak adalet, ulaştırma ve içişleri bakanları hükümetin üyesi değil, devletin bürokratı olurdu. Şimdi en politik bakanlar onlar oldu!
Yargının başlıca işi şu:
İktidarın seçeneksiz olmasını sağlayacak her türlü adımı atmak!
Açılan aklı almaz davalar, yapılan tutuklamalar aynı zamanda korkunun da ne kadar büyük olduğunu gösteriyor.
***
Genel bir güvensizlik ortamının oluştuğu, iktidarın sorunları çözme iradesini büyük ölçüde kaybettiği kamuoyu anketlerine de yansıyor. Bunu TÜSİAD söyleyince iktidar kıyameti kopardı.
TÜSİAD’ın söylediklerinden hangisi doğru hangisi yanlış diye bakmak yerine işi şu zemine taşıdılar:
TÜSİAD nasıl konuşur? Ne hakla konuşur?
Aslında sadece TÜSİAD’ın konuştuğu gün Türkiye’de olanlara bakılsa bile o konuşmadan şu başlık ilk sıraya konurdu:
Sistem çökmüştür!
Sistemin çökmediğini anlatmak yerine TÜSİAD’ın üstüne çökmeye çalıştılar.
Yazının başında vurguladığımız BİRTEKSEN’in çağrıştırdıkları bir tek yazıya sığacak cinsten değil. Ancak gelinen noktanın çağrıştırdığı şu söz herkese düşen sorumluluğu anlatmaya yetiyor:
Diktatörlük, bir kişinin milyonlarca kişiye hükmetmesi değildir, milyonların bir kişinin diktatörlüğünü kabul etmesidir!
BİRTEK-SEN Genel Başkanı Türkmen’i dün akşam saatlerinde tutukladılar.
Tek tek kişileri tutuklayabilirsiniz.
Ya milyonları?