İlkbahar, yaz ve sonbaharın ardından kış nihayet kapımıza dayandı. Kış mevsiminde başını sokacak muhafazalı bir eve sahip olanlar kendilerini şanslı hissetmeli. Ancak, artan enerji maliyetleri, elektrik ve doğalgaz faturalarının her zamankinden daha yüksek gelmesine neden oluyor. Elektrikli ısıtıcılarla geniş bir evi ısıtmak ya da kaloriferle evleri sıcacık tutmak, artık herkesin kolaylıkla karşılayabileceği bir durum değil.
Evlerini kömür ya da odun sobasıyla ısıtanlar da benzer sorunlarla karşı karşıya. Günümüzde odunun tonu 7.500 TL’ye, kömürün tonu ise 5.500 ile 6.000 TL arasında değişiyor. Isınma maliyetlerine ek olarak, kış mevsiminin getirdiği diğer zorunlu harcamalar da halkı kara kara düşündürüyor.
Okula giden çocuklar için mont, çizme veya bot gibi temel ihtiyaçlar kaçınılmaz bir masraf kapısı açıyor. Bunlara eldiven, atkı ve soğuktan koruyacak bere gibi kışlık aksesuarlar da eklenince, aile bütçesi ciddi şekilde zorlanıyor. Üstelik, kış aylarında gıda fiyatlarındaki artışlar, market alışverişlerini ve semt pazarı harcamalarını da iyice yükseğe çekiyor.
Tüm bu etkenler, bu kışın ekonomik anlamda oldukça zorlu geçeceğini gösteriyor. Halkın, artan masraflarla başa çıkabilmesi için, tasarruf tedbirlerini daha sıkı uygulaması ve harcamalarını önceliklere göre planlaması gerekiyor. Bunun yanı sıra, toplumsal dayanışmanın ve yerel yönetimlerin destekleyici adımlar atmasının da büyük önem taşıdığı bir kış bizi bekliyor.