Prof.Dr.Esfender KORKMAZ


Çevre sorunları kalkınmamızı engelledi

Çevre sorunları kalkınmamızı engelledi


Kaz dağları oksijen deposu olarak bilinir. Ancak Kaz Dağları'nda, Cengiz Holding'e bağlı Truva Madencilik tarafından yürütülen Halilağa Bakır ve Altın Madeni Projesi kapsamında ağaç kesimleri başladı. Proje alanı 6 bin dönüm olup bu alanın büyük bir kısmı ormanlık araziden oluşmaktadır. Bir milyon ağacın kesilebileceği tahmin ediliyor. Çevre katliamı yaşanıyor. Halkın tepkileri ve açılan davalar bile durduramadı.

Dünyanın odaklandığı çevre ve iklim sorununa karşı, hükümet adeta bir kabile devleti gibi davranıyor. Sosyal maliyetini görmeden maden izinleri veriyor.

Aslında geçmişte de çevre sorunlarına eğilmedik. Ama toplumsal zararı, sosyal maliyeti bugünkü kadar yüksek değildi.

Muğla, Fethiye, Kayaköy’ün eski adı Levissi’dir. Bu köy Osmanlının son dönemlerinde, tamamı Rum, 3000 nüfuslu bir kasaba boyutuna ulaştı. Rumlar evlerini dağ yamacında çorak alanda kurdular. Verimli ovayı ekip-biçerek geçindiler.

1923 yılında gerçekleşen mübadeleyle Kayaköy’de yaşayan Rumlar Yunanistan’a göç etti. Köy harabeye döndü. Aynı zamanda Köy ovaya taşındı, Tüm ovada ve ekili alanlarda villalar yapıldı. Kebapçılar açıldı.

2000 yılından beri Ömerli’de oturuyorum. Ömerli çayının alivyon topraklarında köylü her yıl iki defa ürün alırdı. Türkiye’nin en iyi mısırı bu alanlarda yetişirdi. Gel gör ki, Ak Partili belediye bütün ovaları imara açtı. Her taraf villa ve betona döndü. Dahası burada bir villanın yapımında Ak Partili belediye araçları kullanıldı.

ABD Kaliforniya da elektrikli araç satın alanlara, devlet tarafından aracın yüzde 20’si kadar nakit destek sağlanıyor. Türkiye’de yüzde 200 vergi bindiriliyor.

Birleşmiş Milletler Çevre Programı (UNEP), Birleşmiş Milletler sistemi içinde çevresel sorunların koordinasyonundan sorumludur. Sürdürülebilir kalkınma hedefleri takip eder.

1988 yılında Dünya Meteoroloji Örgütü ve UNEP, Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli'ni (IPCC) kurdu.

Paris Anlaşması ile ülkeler bu yüzyılın sonuna kadar küresel ısınmanın 1,5 santigrat derece ile sınırlandırılmasına ve 2050 yılına net sıfır emisyonla girilmesini taahhüt etmişlerdir.

Çevre sorunları, iklim değişikliği, biyolojik çeşitliliğin azalması, hava ve su kirliliği, ormansızlaşma gibi sorunlardır. Bu sorunlar sonucu meydana gelen zararlar, bugün anında hissedilmez ve hatta dışsal maliyetler, üretim ve tüketim maliyetlerine eklenmediği için, GSYH’da büyüme oranı artar ve fakat potansiyel büyümeyi ve insan refahını olumsuz etkilenir

Çevre sorunları içinde öne çıkanlar şöyledir,

İklim Değişikliği-Küresel Isınma

Dünya Meteoroloji Örgütü (VMO)‘ya göre, son yüz elli yılda dünyada ortalama sıcaklık 1,2 santigrat derece arttı. Aynı örgüt Bu artışın nedeni olarak, Sera gazı Emisyonları, Ormanlık alanların azalması, Endüstriyel tarım ve Güneş radyasyonlarını gösterdi.

Küresel ısınma;

  • Orman yangınlarına, yeşil alanların daralmasına ve çölleşmenin artmasına;
  • Kuraklığa, fırtınaların artmasına, gıda ve su kıtlığına;
  • Buzulların erimesine, okyanusların ısınmasına ve asitlenmesine, deniz canlılarının zarar görmesine, deniz suyunun yükselmesine; neden olmaktadır.

Hava ve su kirliği

Hava kirliliği, Endüstriyel işletme, taşıma ve enerji üretimi, zararlı gazlara neden oluyor. Bitki verimliliğini ve sağlığını, insan sağlığını olumsuz etkiliyor.

Çözüm için, karbon artıran üretimden, fosil yakıtlardan daha yüksek vergi almak ve yenilenebilir ve temiz enerji, rüzgar, güneş ve hidro santrallere, elektrikle çalışan taşıtlara sübvansiyon vermek gerekir.

Sanayi, tarım ve evsel atıklar, su kaynaklarının kirlenmesine ve bu da içme suyunun tükenmesine, ekosistemlerin birikmesine ve biyolojik çeşitliliğin yok olmasına yol açmaktadır.

Temel mesele olarak; çevre sorunları bugünkü insanlara zarar veriyor, kaynakları tüketiyor ve fakat gelecek nesillere daha fazla zarar verecektir. Potansiyel kaynakların azalmasına, daha düşük büyümeye yol açacaktır. İnsan sağlığına daha fazla zarar verecek, gıda ve su sorunu yaratacaktır.

Özetle kalkınmamızı önleyecektir. Çevre koruma açısından Türkiye Afrika’nın kabile devletlerinden bile geri durumdadır.