Mustafa BALBAY


Çökertemeyince saldır!

Çökertemeyince saldır!


 

 

Erdoğan 26 Mart Çarşamba günü partisinin grup konuşmasından sonra dünkü grup toplantısını da CHP’ye ayırdı.

 

 

Dün AKP’nin İmamoğlu’na yönelik operasyonda 4-0 yenik durumda olduğunu yazmıştık. Bu yenilgilerin sonunda CHP’yi çökertemeyince çareyi saldırmakta buldu. İsmet İnönü’ye kadar gitti.

 

Saray’ın en güçlü rakibini aşağı çekmekten, yapabilirse CHP’yi bitirmekten başka seçeneği yok. Çırpındığı da bu zaten.

 

Dün de saklamadı, d-işine göre bir muhalefet istiyor! Saray’ın siyaset mutfağında kendisine sorulsun istiyor:

 

- Haşmetlim, zatıaliniz nasıl bir muhalefet buyururlar?

 

O da tarifini verecek:

 

- Şöyle bir tarafı çok pişkin olsun, bir tarafı da çiğ!

 

Böylece bazen pişkinlik yapma diyeyim bazen çiğlik olsun!

 

***

 

Gündemde cunta tartışması var.

 

Yargının “hakaret suçu” saydığı sözcükler arasında “cunta” yok. Cunta ağır bir siyasal eleştiri olarak kabul ediliyor. Ancak Erdoğan’ın 26 Mart’ta söylediği “yamyamlığın kitabını yazmışlar” cümlesindeki “yamyamlık” yasaya göre hakarete giriyor!

 

Her şey bir yana Erdoğan’ın son iki grup konuşmasını sütuna yatıralım. Özeti şu:

 

Top Game Deals – Up to 90% Off!

Get exclusive deals on the biggest upcoming games!

G2A.COM

Yürütmenin başı olarak yasama organında yani TBMM’de yargının sahasına giren bir konuda en ileri saptamaları yaptı.

 

Şu sözler Erdoğan’ın:

 

- Turbun büyüğü daha çıkmadı. Bunun ne olduğunu onlar da biliyor!

 

- Öyle şeyler ortaya çıkacak ki birbirilerinin yüzüne bakamayacaklar.

 

- Soruşturma derinleştikçe itiraflar geldikçe her şey ortaya çıkacak.

 

Aslında bu sözlerin yoruma ihtiyacı yok. Erdoğan, itirafçıların ortaya çıkacağından, onların her şeyi anlatacağından emin! Mübarek Saray’da turp tarlası var, yeni turplardan da emin!

 

Yasama, yargı, yürütme gücünü elinde bulunduran, bunu da çekinmeden ilan eden kişiye ya da gruba ne denir?

 

Demokrasinin nadide çiçeği mi?

 

Kurumlara saygının timsali mi?

 

Hukuk devleti örneğinin en güzel fotoğrafı mı?

 

Ne denir?

 

***

 

Bugünün önemli konusu DEM Parti ile Erdoğan arasında yapılacak görüşme! Son anda bir terslik olmazsa sonunda beklenen zirve gerçekleşecek!

 

Cumhur İttifakı’nın iki ortağı CHP’yi dışlamak, toplum gözünde küçük düşürmek, siyaset yapamaz hale getirmek için her şeyi yaparken DEM Parti ile sonsuz bir bahar yaşamak için bütün ezberleri bozması tarife muhtaç bir durum.

 

 

Bütün güncel gelişmeler, beklentiler bir yana DEM Parti ile MHP’nin diyalog kurması iyidir. Birbirlerine uzaktan bakıp karşıtlık üretmekten iyidir! DEM Parti’nin öncülü HDP, MHP’nin ısrarları sonucu kapatma davası ile karşı karşıya kalmıştı. Geçelim.

 

Gelinen noktada Bahçeli PKK için kongre tarihi verdi:

 

4 Mayıs Pazar günü Muş’un Malazgirt ilçesinde yapsınlar!

 

Bu da oldu; MHP, PKK için kongre tarihi önerdi!

 

Bakalım gerçekleşecek mi?

 

Bugünkü Erdoğan-DEM heyeti görüşmesinden sonra bu konuda daha net yorum yapılabilir.

 

Sızan haberlere göre zurnanın zırt dediği yer şu:

 

Öcalan her şey yazılı olsun, kamuoyuna ilan edilsin diyor. Saray sözüm senettir diyor!

 

Ortak nokta bulunmamış olsaydı bugünkü görüşme planlanmazdı, diye değerlendiriyoruz.

 

Terörsüz Türkiye hepimizin özlemi. Ancak tutulan yolda şüphelerimiz var. Sadece sormakla yetinelim:

 

CHP’yi terörle özdeşleştirip DEM’le terörsüz Türkiye planı yapmak işin içinde seçim hesabı olduğunu göstermiyor mu?

 

 

PKK için kongre tarihi ve kongre yeri verip CHP’nin kongrelerinde antidemokratik unsur aramak Türkiye’nin demokrasi birikimine hakaret değil mi?

 

Öcalan-DEM’le girilen sürece ısrarla ad konmuyor. Yoksa ad şu mu:

 

Seçim süreci!