Konuk YAZAR


Devlet Bahçeli yeminini tutacak mı?

Devlet Bahçeli yeminini tutacak mı?


MHP lideri Devlet Bahçeli tarafından meclis gurubunda yaptığı şu iki çağrıyı hatırlayalım:

 

15 Ekim 2024:

 

“Türkiye’ye getirilirken, “her türlü hizmete hazırım” diyen teröristbaşı, buyursun terörün bittiğini, örgütünün tasfiye edileceğini tek taraflı ilan etsin.”

22 Ekim 2024:

 

“Şayet teröristbaşının tecridi kaldırılırsa, gelsin TBMM DEM Parti grup toplantısında konuşsun.

 

Terörün tamamen bittiğini ve örgütün lağvedildiğini haykırsın.

 

Bu dirayet ve kararlılığı gösterirse, “Umut Hakkı”nın kullanımıyla ilgili yasal düzenlemenin yapılması ve bundan yararlanmasının önü de ardına kadar açılsın.

 

Ne Kandil ne de Edirne; adres İmralı’dan DEM’e uzansın, bu ağır ve tarihi terör sorunu ülke gündeminden tamamen çıkarılsın.

 

Hodri meydan, buna varız; vatan, millet, devlet, bayrak, ortak gelecek ve tam bağımsızlık için bunu dahi sineye çekmeye sonuna kadar hazırız.

 

Türkiye ve Türk milleti için her fedakârlığı yapmaya, her çileye katlanmaya, lazım gelen her adımı atmaya kararlıyız, inançlıyız, tarih huzurunda diyorum ki, yeminliyiz.”

 

Bahçeli’nin bu yemini AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip tarafından da onayladı.

 

İmralı canisi Öcalan’ın çağrısı yayınlandı.

 

PKK türevleri PYD ve SDG “biz yokuz” dedi.

 

PKK “Ateş kez ilan ediyoruz” dedi ve Türkiye Cumhuriyeti Devletine şartlarını sıraladı:

 

Silah bırakma, kendini feshetme için kongre sürecini Öcalan'ın bizzat yönlendirmesi,

Sürecin başarıya ulaşması için de Öcalan'ın fiziki özgür yaşar ve çalışır olması,

Başarı için demokratik siyaset ve hukuki zeminin de uygun olması,

Arkadaşları dahil istediği herkesle engelsiz ilişki kurabilmesi,

Abdullah Öcalan'ın pratik öncülüğünün gerçekleştirilmesi,

Kongrenin başarısı için de Öcalan'ın bizzat yönlendirmesi ve yürütmesi,

Parti kongresini toplamak için uygun güvenlikli ortamın oluşması,

Gereklerinin devletin ilgili kurumları tarafından yerine getirilmesi…

Vay, vay, vay…

 

Şu rezaleti şu skandala bakar mısınız?

 

PKK kendisini feshetmek için Öcalan’a af çıkarılarak serbest bırakılmasını ve kongreye başkanlık etmesini “olmazsa olmaz şart” olarak ortaya koyuyor.

 

PKK öne sürdüğü tüm şartların devlet tarafından yerine getirilmesini istiyor.

 

Soruyorum:

 

Bahçeli, yeminini tutacak mı?

Bu yemini onaylayan Erdoğan, PKK’nın şartlarını yerine getirecek mi?

Öcalan PKK Kongresine başkanlık yapacak mı?

Değerli okurlarım,

 

Türkiye Cumhuriyeti Devleti 100 yıldır böyle bir utanç tablosu yaşamadı.

 

Bir terör örgütü karşısında bu kadar aciz duruma düşmedi, düşürülemedi.

 

Yüreği vatanın bölünmez bütünlüğü için çarpan büyük Türk Milleti’ne anımsatıyorum

 

Ey Türk gençliği!

 

Birinci vazifen; Türk istiklalini, Türk cumhuriyetini, ilelebet muhafaza ve müdafaa etmektir.

 

Mevcudiyetinin ve istikbalinin yegâne temeli budur. Bu temel, senin en kıymetli hazinendir. İstikbalde dahi seni bu hazineden mahrum etmek isteyecek dâhilî ve haricî bedhahların olacaktır.

 

Bir gün, istiklal ve cumhuriyeti müdafaa mecburiyetine düşersen, vazifeye atılmak için içinde bulunacağın vaziyetin imkân ve şeraitini düşünmeyeceksin.

 

Bu imkân ve şerait, çok namüsait bir mahiyette tezahür edebilir. İstiklal ve cumhuriyetine kastedecek düşmanlar, bütün dünyada emsali görülmemiş bir galibiyetin mümessili olabilirler.

 

Cebren ve hile ile aziz vatanın bütün kaleleri zapt edilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir.

 

Bütün bu şeraitten daha elim ve daha vahim olmak üzere, memleketin dâhilinde iktidara sahip olanlar, gaflet ve dalalet ve hatta hıyanet içinde bulunabilirler.

 

Hatta bu iktidar sahipleri, şahsi menfaatlerini müstevlilerin siyasi emelleriyle tevhit edebilirler.

 

Millet, fakru zaruret içinde harap ve bitap düşmüş olabilir.

 

Ey Türk istikbalinin evladı! İşte, bu ahval ve şerait içinde dahi vazifen, Türk istiklal ve cumhuriyetini kurtarmaktır.

 

Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur.

 

Mustafa Kemal Atatürk… 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Orhan UĞUROĞLU(Yeniçağ)