Prof.Dr.Esfender KORKMAZ


DURGUNLUK BEKLENTİSİ

DURGUNLUK BEKLENTİSİ


Birisinin bugünkü ekonomi yönetimine, ekonomik istikrarı anlatması gerekiyor. Çünkü açıklamalardan anlıyoruz ki, ekonomi yönetimi tek istikrar sorunu olarak enflasyonu görüyor.

Hatta bizim gibi gelişmekte olan ülkelerde, ekonomik istikrar yerine, ekonomik ve sosyal istikrar demek daha doğrudur. Çünkü biri bozuksa, diğeri de bozuluyor.

Ekonomik ve sosyal istikrar için, sürdürülebilir ve kapsayıcı büyüme, düşük enflasyon, dengeli mali yapı, dengeli dış ekonomik ilişkilerin olması, toplum vicdanını rahatsız edecek bir yoksulluğun ve gelir dağılımının aşırı bozukluğun olmaması gerekiyor.

Türkiye şartlarında enflasyonla mücadele önemlidir ve fakat durgunlukta önemlidir. Ekonomide durgunluk, işsizliği artırır, sosyal dengeleri de bozar.

Bu nedenledir ki sık sık, ekonomik ve sosyal istikrar için, “rutin 3 yıllık orta vadeli program yerine orta vadeli istikrar programı” hazırlanmalıydı diyorum.

Maalesef 2024 yılında Türkiye durgunluğa girdi. Yoksulluk arttı. İşsizlik arttı.

1.Fiili işsiz sayısı arttı.

TÜİK tarafından dört yıl önce açıklanan işsiz sayısı 2024’te 594 bin kişi azaldı. Ama 4 yıl önce açıklanan ve TÜİK’in işsiz saymadığı, iş aramayan ve fakat iş bulsa hemen başlayacak olanlarla, iş bulma umudunu kaybetmiş olanların sayısı 1 milyon 217 bin kişi arttı. Bu demektir ki fiili işsiz sayısı arttı.

2.PMİ endeksi eşik seviyesinin altındadır.

İmalat sanayiinde İstanbul Sanayi odası PMİ endeksi (Satın Alma Yöneticileri endeksi -Purchasing Managers' Indices), eşik denge seviyesi olan 50’nin altında, 48,3‘tür. Bu seviye sanayi faaliyetlerinde yavaşlamayı gösterir.

Endeksin yorumunda

  • İmalat sanayiinde, zorlu faaliyet koşulları, piyasa talebindeki durgunluğun etkisiyle, yeni siparişler, üretim ve istihdamda yavaşlama gözlendi.
  • İmalat firmaları istihdam hacmini şubatta üst üste üçüncü ay olacak şekilde azaltmaya devam etti.

Deniliyor.

3.Sanayide eksi ve düşük büyüme

TÜİK 2024 büyüme verilerine göre de yine sanayi sektörü durgunluk yaşıyor.

Sanayide ikinci ve üçüncü çeyrek eksi büyüme, dördüncü çeyrekte ise GSYH’ da büyüme altında düşük bir büyüme oldu. (Aşağıdaki tablo)

2024 SANAYİDE BÜYÜME 
ÇEYREKLERSANAYİ SEKTÖRÜİMALAT SANAYİ
I4,13,4
II-1,5-2,8
II-2,1-2,9
IV1,41,4

4.Dış açıklar potansiyel büyümeyi düşürdü.

2003-2024 yılları arasında geçen 22 yılda, Türkiye 1 trilyon 122 milyar dolar dış ticaret açığı, 733 milyar dolar cari açık verdi. Bunlar ürkütücü rakamlardır. Dış açıklar içten kemiren kanser gibidir. Bir ülkenin bekası ve halkın refahı için birinci derecede risktir. Bu kadar açık veren bir ekonomide potansiyel büyümenin düşmesi, durgunluk ve ülkenin yoksullaşması kaçınılmazdır.

Bundan sonra da dış talep düşme eğilimindedir. Buna karşılık Ekonomi yönetimi üretimi dışa bağımlı olmaktan kurtaracak ve dış ticaret açığını düşürecek tek adım bile atmıyor.

5.Beklentiler de durgunluğa girdiğimizi gösteriyor.

Genar Araştırma Türkiye 2025 Şubat anketine göre ekonomi yönetimine güven yoktur.

  • Güvenmeyen; yüzde 74,6
  • Güvenen; yüzde 15,5
  • Ortada; yüzde 9,9

Aynı araştırmaya göre ankete katılanlar 2025 yılında MB’nın yüzde 24 enflasyon hedefinin tutmayacağına inanıyor.

  • Daha yüksek çıkar; yüzde 79,3
  • Daha düşük çıkar; yüzde 16,1
  • Tutar; yüzde 9,6

Beklentiler, ekonomik gidişatı etkiler. İktisadi ajanlar beklentilerine göre; tasarruf, yatırım ve tüketim kararı verirler.

Türkiye de ekonomi yönetimine neden güven yok? Bunlardan bazıları şöyledir:

  • Uluslararası endeksler Türkiye’nin demokrasi ve hukuki altyapıda geri düştüğünü açıklıyorlar.
  • Planlama kaldırıldı. İstikrar programı yapılmadı. Günübirlik politikalar güven vermiyor.
  • Milli ve yerli dış ticaret politikamız yok.
  • Kamu harcamalarında tasarruf yapılamadı. Bunun yerine ekonomi yönetimi kolayına kaçtı, vergileri, harçları ve cezaları artırdı.
  • Suriye Esad’tan kurtuldu, buna rağmen hükümet Suriyelileri Türkiye’de tutuyor.
  • TÜSİAD yöneticilerinin polis eşliğinde götürülmesi, yabancı yatırım sermayesini ürküttü.