Son yıllarda yaşanan ekonomik sıkıntılar, özellikle çok çocuklu ailelerin geçim mücadelesini ciddi şekilde zorlaştırmaktadır. Halkın büyük bir kısmı düzenli bir işe sahip olmamakla birlikte, bulabilenler de genellikle geçici ya da günlük işlerde çalışarak birkaç lira kazanıp eve katkı sağlayabilmektedir. Ancak bu gelirler, temel ihtiyaçları karşılamak bir yana, çoğu zaman ay sonunu getirmeye bile yetmemektedir.
Özellikle çocuk sahibi aileler için durum daha da vahimdir. Okula giden çocukların kitap, kırtasiye, okul harçlığı ve kıyafet masrafları, günümüz şartlarında her baba yiğidin altından kalkabileceği türden yükler değildir. Eğitime yapılan bu harcamalar, birçok aileyi borçlanmaya ya da temel ihtiyaçlarından kısmaya zorlamaktadır.
Ev kiralarının ise astronomik boyutlara ulaştığı bir dönemden geçiyoruz. Bugün şehir merkezlerinde 8-10 bin TL’den başlayan kira bedelleri, 25-30 bin TL’yi bile aşmaktadır. Bu durum, özellikle asgari ücretle geçinmeye çalışan aileler ya da emekliler için büyük bir çıkmaz oluşturmaktadır. Örneğin, 15 bin TL maaş alan bir kişi, bu maaşla nasıl hem kira ödeyip hem de temel ihtiyaçlarını karşılayabilir? Üstelik bu masraflara elektrik, su ve doğalgaz faturaları gibi temel giderler de eklendiğinde, işin içinden çıkmak neredeyse imkânsız hâle gelmektedir.
Emekli maaşı ya da düzenli bir geliri olmayanların durumu ise kelimenin tam anlamıyla yürek parçalayıcıdır. Günümüzde birçok kişi, semt pazarlarında ya da marketlerde en temel ihtiyaçlarını bile karşılamakta zorlanmaktadır. Her gün artan fiyatlar, etiketteki rakamların hızla yükselmesiyle halkı daha da büyük bir çaresizliğe itmektedir.
Bu koşullarda, özellikle dar gelirli ve işsiz vatandaşlarımızın ayakta kalabilmesi büyük bir mücadele gerektirmektedir. Devletin, vatandaşların yaşam koşullarını iyileştirecek acil adımlar atması, sosyal yardımları artırması ve fiyatlardaki artışları kontrol altına alacak politikalar geliştirmesi hayati bir ihtiyaçtır. Aksi takdirde, bu ekonomik darboğazda halkın çok daha büyük sıkıntılar yaşaması kaçınılmazdır.
Unutulmamalıdır ki ekonomik zorluklar yalnızca rakamlardan ibaret değildir; bunlar insanların hayatlarını, hayallerini ve gelecek umutlarını doğrudan etkiler. Halkın refahı için alınacak her önlem, toplumsal dayanışmayı güçlendirecek ve insanlara yeniden umut verecektir.