Ocak TÜFE oranı aylık yüzde 5,03 oldu. Alman Ekonomi Araştırma Enstitüsü (Ifo) ve İsviçre Ekonomi Politikası Enstitüsü'nün (IWP) ortak anketine göre, 2024 yılı için küresel ortalama enflasyon yüzde 5 oldu. Yani bizde bir aylık TÜFE oranı dünyanın bir yıllık ortalaması kadardır.
1.Ocak ayında yıllık TÜFE oranı da, yüzde 42,12 oldu.
İTO ocak ayı yıllık geçinme endeksi, TÜİK TÜFE oranından daha yüksek, 48,80 oldu. Arada 6,68 yüzde puan fark var.
Aslında bu ay, İTO geçinme endeksinde revizyon yaptığı için, TÜFE ile arasında olan fark azaldı. Söz gelimi bir ay önce Aralık ayında İTO geçinme endeksi 55,27 ve TÜİK TÜFE ise 44,38 olmuştu. Arada 11 puan fark vardı.
Eğer İTO’nun önceki endeksleri yanlış ise, İstanbul’da bu verileri kullanıp fizibilite yapanlar, tasarruf hesabı yapanların hepsi aldandı demektir. Bu aynı zamanda 4 milyon üyesi bulunan yarı kamusal hizmet yapan bir kurum için güven sorunu oluşturur.
Öte yandan TÜFE önceki yılın aynı ayına göre düştü, fakat kriz içindeki Arjantin ve bazı kabile devletleri dışında en yüksek enflasyon bizdedir.
KAYNAK: Trading Economics
2.Enflasyon trendi düşme yönündedir, ancak;
TÜİK yıllık Yİ-ÜFE oranı TÜFE’nin altında yüzde 27,20 oldu. Bu durum maliyetlerin düştüğünü ve TÜFE’nin de düşme eğiliminde olduğunu gösteriyor. Ancak maliyetleri gösteren Yİ-ÜFE 27,20 olunca, TÜFE’nin de yüzde 42,12’den daha düşük olması gerekirdi. Arada çok fark var. Bunun anlamı maliyetler düşüyor ve fakat üretici fiyatları aynı oranda düşmüyor. Nedeni üreticinin enflasyon nedeniyle panik duyması ve savunmasıdır.
Öte yandan, MB reel kur endeksine göre 2024 yılında bir Euro ve bir dolardan oluşan döviz sepetinde artış TÜFE’nin altında kaldı, yüzde 20,87 oldu. Yani TL değer kazandı. Bu nedenle İthal mal fiyatları nispi olarak düştü. En çok ithal girdi kullanan İmalat sanayiinde, ocak ayında yıllık Yİ-ÜFE oranı yüzde 27,60 oldu.
Ama aynı avantaj 2025 yılında olur mu? 2025 yılında kurların enflasyonun üstünde artma riski var. Bunun bir nedeni TL de eksi reel faizin devam etmesi, bir nedeni dolar endeksinin artması, bir nedeni de sıcak parada çıkış riskinin yüksek olmasıdır. Sıcak paranın çıkmasına, demokrasi ve hukuk alanında yaşanan düşüşler ve güven sorunu etkili olacaktır.
3.Yıllık çekirdek enflasyon (B) de, Ocak ayında yıllık TÜFE kadar, yüzde 42,08 oldu.
Çekirdek enflasyon; İşlenmemiş gıda ürünleri gibi tabiat şartlarına bağlı ürünler, enerji ve altın gibi fiyatı yurt dışında oluşan mallar ile yüksek vergili oldukları için İçki ve tütün gibi malların fiyat artışlarını çıkardıktan sonraki TÜFE (B)’dir.
Çekirdek enflasyon, enflasyon direncini ve enflasyon trendini daha net gösterir. Yıllık çekirdek enflasyonun, TÜFE’nin altında olmaması, enflasyon direncini gösteriyor.
Bu nedenledir ki TÜFE’de düşüş yavaş oluyor. Söz gelimi 2001 sonunda TÜFE oranı yüzde 88,6 idi. IMF ile anlaşma sonucu 3 yıllık “Güçlü Ekonomiye Geçiş Programı” yapıldı. Bir yıl sonra 2002 sonunda TÜFE oranı yüzde 29,7’ye geriledi.
Bu defa, bir istikrar programı yapılmadı, bütçede tasarruf lafta kaldı, Hazine ve Maliye Bakanlığı vergi ve cezalara yüklendi. Bakanın açıkça sıcak ve spekülatif para bulmak peşinde olması, ekonomik kırılganlığı arttırdı.
Türkiye demokrasi ve hukukta kan kaybettikçe, güven sorunumuz da artıyor. Bu nedenle sıcak para çıkış riski yüksektir. Spekülatif sermaye, sıcak para çıkarsa, dış borçlarda temerrüt riski, hiper enflasyon riski, ekonomide daralma ve işsizlik riski artar.