Karadeniz’in yeşil örtüsünü saran fındık bahçeleri, sadece doğaya değil, bölge halkının geçim umuduna da hayat veriyor. Sakarya’dan Trabzon’a kadar uzanan kıyı şeridinde yaşayan milyonlarca insan için fındık, yalnızca bir tarım ürünü değil; aynı zamanda geçimin, umudun ve gelecek planlarının temel taşı. Bu yıl ise üreticinin gözü kulağı hem fiyatlarda hem de rekoltede.
Fındık üreticileri bu yıl kilogram başına 180 ile 250 TL arasında bir fiyat beklentisi içinde. Bu beklenti, geçmiş yıllara göre oldukça yüksek görünse de üreticilerin gerekçeleri oldukça makul. Çünkü bu yıl rekoltenin düşük olması ve zararlı böceklere karşı yapılan ekstra harcamalar, maliyetleri ciddi oranda artırmış durumda. Özellikle son yıllarda Karadeniz fındığını tehdit eden Kahverengi Kokarca, üreticilere ciddi zararlar vermeye başladı. Bu zararlıyla mücadele için yapılan ilaçlama masrafları, üreticinin cebinden daha fazla para çıkmasına neden oldu. Hal böyle olunca, beklentiler de doğal olarak yükseldi.
Fındık sadece üreticinin değil, tarım işçisinin, tüccarın, nakliyecinin, hatta evlilik hazırlığı yapan gençlerin bile kaderini etkiliyor. Karadeniz’de evlilik hazırlıklarının önemli bir bölümü fındık mevsimi sonrası başlar. Çünkü birçok aile, çocuklarının düğün masraflarını fındık geliriyle karşılar. Aynı şekilde üniversiteye giden gençlerin okul harçlıkları, kışlık ihtiyaçlar, sağlık masrafları ve kredi borçları da yine bu ürünle ödenir.
Ancak fındık sezonunun başlamasına sayılı günler kala hâlâ birçok belirsizlik devam ediyor. Bunların başında da fındık toplama ücretlerinin henüz açıklanmamış olması geliyor. Bu durum hem üreticiyi hem de sezonluk işçileri düşündürüyor. Geçtiğimiz yıllarda yaşanan iş gücü krizinin tekrar etmesi, üretimin aksamasına ve ürünün zayi olmasına yol açabilir. Fındık toplama sürecinin profesyonel bir organizasyon gerektirdiği unutulmamalı. Günlük ücretler, konaklama koşulları, iş güvenliği gibi konular sezon öncesi netleştirilmeli ki hem işçi mağdur olmasın hem de üretici ürününü zamanında toplayabilsin.
Tarım ve Orman Bakanlığı’nın bu süreçte devreye girerek hem fiyat politikalarında hem de iş gücü organizasyonunda dengeleyici bir rol üstlenmesi büyük önem taşıyor. Serbest piyasa koşullarının üreticiyi ezdiği bir tabloda, devletin müdahil olması bir zorunluluk hâline geliyor. Özellikle Toprak Mahsulleri Ofisi (TMO) üzerinden yapılacak alım politikalarının, üreticiyi destekleyici şekilde belirlenmesi gerekiyor. Aksi takdirde hem üreticinin emeği boşa gidecek hem de ülkemizin önemli bir ihracat kalemi olan fındık sektörü darbe alacak.