Konuk YAZAR

Tarih: 29.04.2025 00:11

Hakan Fidan’ın yanıltıcı bilgileri!

Facebook Twitter Linked-in

 

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Katarlı mevkidaşı Al Sani ile yaptığı ortak basın toplantısında Suriye'ye ilişkin “DEAŞ nasıl sistemden çıktıysa PKK da sistemden çıkacaktır. Ya kendi isteğiyle; barış içerisinde, sulh içerisinde çıkacak. Ya da başka türlü çıkacak” dedi. Fidan, YPG/PKK elebaşı Mazlum Abdi ve Suriye'de cumhurbaşkanı ilan edilen Ahmed Şara'nın yaptığı anlaşmaya ilişkin de “YPG ile Suriye'deki yönetim arasında geçtiğimiz aylarda imzalanan anlaşmanın hayata geçmesini bekliyoruz. Bu konudaki hassasiyetimiz ortada...” ifadelerini kullandı!

 

***

 

Fidan, “Suriye’deki terör unsurlarının tamamen temizlenmesi gerekmekte.” dedi.

 

Suriye’deki terör unsurlarından birincisi, önce El Kaide, sonra IŞİD ve El Nusra ve nihayet HTŞ adıyla devlet oldu! Bu durumda, HTŞ devletine yardım, bir terör devletine yardım sayılmaz mı?

 

ABD, Suriye PKK’sının adını SDG diye değiştirerek yeni devlete ortak etmedi mi?

 

Hakan Fidan, daha iki ay önce şu açıklamayı yapmadı mı?

 

“PKK'nın Türkiye'den, Irak'tan, İran'dan gelmiş 2 bine yakın kadrosu şu anda SDG yönetiminin tepesinde oturuyor. Herkes zannediyor ki Mazlum var, Mazlum Suriyeli, Mazlum orayı temsil ediyor... Bu bir yalan. Ahmet Şara ile konuştuğu zaman Mazlum gelip iki kişiye hesap vermek zorunda. PKK'nın askeri kanadı Suriye Komiseri Fehman Hüseyin, sivil kanat Suriye Komiseri Sabri Ok. Bunlara hesap vermek zorunda... Bunlar da bundan gelen bu hesabı alıp Kandil Dağı’ndaki PKK yönetimine anlatmak zorundalar. Şimdi bu örgütün bu hiyerarşik yapısı ortadayken, Amerikalıların, Avrupalıların hâlâ bunlara destek veriyor olmasının bir sebebi var: PKK'nın verdiği hapishane hizmetleri. DEAŞ tutuklularını hapishanede tutma karşılığında orada bir yalan üzerinden Suriye topraklarının üçte birini işgal ediyorlar."

 

***

 

Diğer taraftan Zafer Partisi Genel Başkan Yardımcısı Dr. Fikret Bayır, Suriye’deki durumu şöyle özetledi:

 

“Bilindiği gibi Suriye’de yönetim değişikliği sonrası iki farklı defacto yönetim oluştu. Fırat’ın batısında Şam’ı kontrol eden Selefi-cihatçı HTŞ terör örgütü ve Fırat’ın doğusunda Haseke merkezli PYD/PKK terör örgütü yönetimi ele geçirdi. Hatırlanacağı üzere, bu iki örgüt 11 Mart’ta kendi aralarında anlaşıp Suriye’yi paylaştılar ve bir eş başkanlık düzeni kuruldu. Bu yeni düzende YPG/PKK terör unsurları sözüm ona Suriye ordusuna katılarak, Türkiye’den korunmaya çalışıldı. Fransa Dışişleri Bakanı bölgeyi ziyaret etti ve Suriye ve Iraklı Kürtleri Erbil’de bir araya getirdi. Ardından, Kamışlı’da geniş katılımlı bir konferans düzenlendi. Bu konferansta da ana konu; Suriye Kürdistanı’nı oluşturmak ve bunu Irak’taki parçayla ilişkilendirmekti. Bu nedenle Kamışlı Konferansına Suriye ve Irak Kürtleri birlikte katıldılar. Ancak bu konferansa katılım bununla kısıtlı değildi. Türkiye’den de siyasal Kürtçü DEM grubunun orada olduğu görüldü. Türkiye’den katılanlarla birlikte Kamışlı Konferansında; Türkiye’deki 2’nci Açılım da görüşüldü ve sürece destek mesajları gönderildi. Bu arada, İran Kürdistanı’na yönelik mesajlar da ihmal edilmedi.

 

HTŞ-PYD/PKK anlaşması üzerine Şam ziyareti yapan Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın, Şam yönetimine ‘Kürtlerin haklarını verin’ talebi de çok dikkat çekmişti!

 

Dolayısıyla 2’nci açılım sürecinin, bölgede Kürdistan oluşturma faaliyetlerinden ve İsrail’in çıkarlarından bağımsız olduğunu söylemek mümkün değil. Son olarak DEM grubunun Adalet Bakanı Yılmaz Tunç’la yaptığı toplantı gözden kaçmamalıdır. Çünkü PKK’nın silah bırakması ve kendini fesih etmesi için önce ‘hukuki olarak tanınması’ yönündeki talepler masum değildir. Bu talebin arkasında, yeni anayasa ile Kürt etnik yapısına siyasi kimlik ve haklar vermek ve Türkiye’de ‘ulus devleti’ dağıtmak gayesi vardır.

 

Yani PKK’yı fesih edelim derken, Ulus-devlet ve üniter-devlet fesih edilmeye çalışılmaktadır. İşte, Ümit Özdağ bu nedenle gözaltına alınmış ve susturulmaya çalışılmıştır. Özdağ’ın hukuksuz mahkûmiyeti, ‘Öcalan ve PKK’ya af ve ulus-devlete yönelik girişimleri baltalayacağız’ sözü üzerine gerçekleşmiştir.”

 

***

 

SONUÇ: Suriye’de ne IŞİD, ne de PKK sitemden çıkmıştır. Hakan Fidan’ın iddiasının aksine IŞİD, HTŞ adıyla; PKK da SDG adıyla Suriye’de ikili yönetim oluşturmuştur. Benzer bir yönetim de Türkiye’de oluşturulmak istenmektedir!


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —