31 Mart tarihinde yapılan yerel seçimler bitti. Ancak tartışmalar bitmedi.
Seçimin mutlak galibi CHP. Seçimlerin mağluplarından birisi olan AKP kendi içinde “neden” sorusunun cevaplarını bulmaya çalışıyor.
Haklılar...
Çünkü seçimlerin sonunda CHP’nin kazandığı illerin nüfus oranı yüzde 62.2 olarak ölçüldü. Daha ilginci bu illerin mevduat oranı yüzde 85, illerin ihracata katkı payı yüzde 79.6... Yani Türkiye’nin çoğunluğunu ve ekonomisini belirleyen yerleri CHP kazandı. Artık resmen iktidar yerelde ve genelde olmak üzere ikiye bölündü. AKP’nin önemli isimleri aba altından sopa gösteriyorlar. İmalı açıklamalar ile bazı grup ve kişileri işaret ediyorlar. Yönetimde olmayan AKP savunucuları ise seçimlerin kaybedilmesi ile ilgili yüksek sesle hayat pahalılığından, adayların yanlışlığından bahsettiler. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın etrafında bulunan kişilerin seçimin kaybedilmesinde etkin olduğunu dile getirmeye başladılar.
Konuştuğum bir AKP’li arkadaşım, “Biz tartışmaları aman parti zarar görmesin diyerek ya görmezden gelerek yaptık ya da sessizce parti içinde yaptık. CHP bize aslında inandığın değerler adına gerekiyorsa yüksek sesle herkesin ortasında tartışılabileceğini gösterdi. Bence artık yaşanan bu” dedi.
22 yılın özetine baktığımızda AKP, seçimleri kaybeden CHP’ye dönüştü. CHP ise adaylarının halka dokunmasıyla, söylemleriyle, davranışlarıyla seçimleri kazanan AKP’ye dönüştü.
Seçim bitti. Bitti ama itirazlar bitmedi. Partiler seçim sonuçlarına demokratik hakları gereği itiraz ediyorlar. Ancak bu itirazlar bazen ne yazık ki demokratik hak olmaktan çıkıp başka bir amaç için kullanılıyor. Ayrıca seçim kurullarının farklı kararlar alması tartışmaları daha da büyütüyor.
İstanbul’da Gaziosmanpaşa, Pendik, Beykoz, Ümraniye gibi ilçelere itirazlar yapıldı.
Gaziosmanpaşa’ya yapılan itiraz nedeni “geçersiz oy sayılarının adaylar arasındaki farktan daha fazla olması” diye sunuldu ilçe seçim kuruluna ve bu itiraz haklı görüldü. Ancak sadece geçersiz oylar değil tüm oylar yeniden sayıldı. Sonuç değişmedi ve Gaziosmanpaşa’yı CHP kazandı. Beykoz için de itiraz yapıldı. İl seçim kurulu yeniden sayım kararı verdi ancak CHP itiraz etti ve YSK itirazı kabul etti. Sayım yapılmasına gerek görmedi. CHP Beykoz ilçesini de kazandı.
Ümraniye için yapılan itirazlar ise reddedildi. YSK’ye yapılan başvuru bekleniyor.
Sadece İstanbul değil...
Kayseri Pınarbaşı’nda seçimi CHP’li aday 319 fark ile kazandı. Ancak itirazlar yapıldı. Tekrar sayıldı, sonuç değişmedi. İtirazlar sonunda seçimin yenilenmesi kararı çıktı. CHP bu karara itiraz etti. Pınarbaşı MHP için önemli bir ilçe, oy farkının birbirine yakın çıkması da MHP’lilerin burada seçimin iptali için kurulları baskı altına almasına neden oldu.
Ardahan’da Faruk Demir 174 oy farkı ile rakibinin önünde seçimi bitirdi. İtirazlar yapıldı. İlçe seçim kurulu seçimlerin 2 Haziran’da yenilenmesine karar verdi. Ancak yargıç üye muhalif oy kullandı. CHP bu karara itiraz etti. Ardahan’da seçimin iptali için hiçbir neden olmadığı halde seçimi salt siyasi çoğunlukla iptal ettiler. Ardından CHP’nin yaptığı itiraz sonucunda seçimin yenilenmesine gerek olmadığı ve mazbatanın Faruk Demir’e verilmesine karar verildi.
Hatay seçiminde ipi AKP göğüsledi ama burada da itiraz eden CHP oldu. Yapılan itirazlar sonrasında aradaki oy farkının bir kısmı kapandı. Maddi hataların da olduğu tespit edilerek bu hususta da başka itirazlarda bulunuldu.
Keza MHP’nin 403 oy farkla kazandığı Kırklareli’de CHP’nin yeniden sayım talebi, AKP, MHP ve İYİ Parti’nin oyları ile reddedildi. İYİ Parti’nin burada ret vermesi dikkat çekici. Daha böyle çok yer var. Burada dikkat çekilmesi gereken durum şudur: İlçe seçim kurulları siyasi partili üyenin de olması nedeniyle siyasi toplamlar haline gelmiş durumda. Meseleye seçim hukuku yönünden değil kimin işine geldiği yönünden bakıyorlar. Bu da sürecin uzamasına neden oluyor.
Seçim hukuku yönünden seçmen sayısı, oy farkı, geçersiz oy oranı ve sandık başı itirazların fazlalığı gibi tüm verileri bir araya getirdiğinizde yeniden sayım kararı verilmesi gereken en önemli yer Hatay. Hatay’da yeniden sayım yapılması seçim hukuku açısından bir ihtiyaç. Kim kazanacaksa 1 oy farkla da olsa herkesin içine sinen bir sonuçla kazanması gerekiyor.