31 Mart 2024 yerel seçimlerinin birinci yıldönümü yaklaşıyor. O seçimler Türkiye’nin kaderinin döndüğü, AKP’nin birinciliğinin sona erdiği önemli bir dönemeçti.
Başarısızlık yetimdir, başarının sahibi çoktur. 31 Mart’ta payı olanları sıralasak sütun yetmez. Özgür Özel, Ekrem İmamoğlu, Mansur Yavaş bu zaferden kişisel olarak da büyüyerek çıktılar.
Özgür Özel’in seçim bölgesi Manisa’da CHP başkanlığı öyle aldı ki 78 yıl sonra, en yakın rakibini ikiye katlayarak. Ferdi Zeyrek 57.26, Cengiz Ergün 29.78. İlçelerde de ilk kez 17’de 14 oldu.
İstanbul’da İmamoğlu, 2019’da ilk seçimi 13 bin, ikinci seçimi 806 bin farkla aldı. 2024’te fark 997 bine çıktı. 39 ilçeden 32’sinde birinciydi. İlçe belediyesi 14’ten 26’ya çıktı. Meclis’te çoğunluğu aldı. Erdoğan’ı üçüncü kez yendi.
Ankara’da Yavaş, Turgut Altınok’un iki katı oyla yüzde 60.43’le seçildi. İlçe sayısı 3’ten 16’ya çıktı. Çankaya’da her 100 kişiden 79’nun oyunu aldı. Bu, bütün partilerden oy aldığını gösteriyordu.
***
Bugüne gelirsek...
Yukarıdaki tablo toplam bir gücü ortaya koyuyor.
Özgür Özel yerini saptadı:
“Ben, CHP’ye cumhurbaşkanlığı ve Meclis çoğunluğu kazandırmış bir genel başkan olarak tarihe geçmek istiyorum.”
Bir işitme cihazının maliyeti nedir? işte liste
Local Plan
İmamoğlu ve Yavaş bulundukları konumda perçinledikleri başarıyı bir üst seviyeye çıkarmak istiyor.
İkisinin de hakkıdır, ikisi de kazanır. Ama her biri ötekinin tam desteğini alırsa!
İmamoğlu orta büyüklükte bir Anadolu kentine bir gün önceden haber vererek gitse en az on bin kişi toplar.
Yavaş da aynı şekilde gitse en az on bin kişi toplar.
İkisi birlikte el ele vererek gitse yüz bin kişi toplar!
Durumun özeti budur.
30 Ocak Cuma günü iki başkanın İstanbul’da Çağlayan adliyesi önünde el ele verdikleri fotoğraf Türkiye’nin geleceğidir. Birinin “kırılmasıyla” diğerinin adaylığı yarım değildir, çeyrektir! İkisinin birden aday olması, Erdoğan’a karşı değildir, birbirlerine karşıdır.
Şu aşamada “düğüm” gibi görünen durumu “düğüne” çevirmek ikisinin elindedir.
İktidar bu el ele vermenin geçici olduğunu görmek için ellerini ovuşturuyor!
Topluma verebileceği hiçbir şey kalmamış iktidarın tek seçeneği, seçeneğini aşağı çekmektir. Mümkünse yok etmektir. Bugün İmamoğlu’nu yarış dışı yapmaya çalışan, bunu başarırsa ilk iş olarak Yavaş’a yönelecektir. Yavaş’ın çevresinde, “İmamoğlu yasaklı olursa önümüz açılır” diye düşünen varsa bu gerçeği unutmamalıdır.
***
Özgür Özel, “Aday değilim, elim rahat, önseçimle yarışsınlar, iyi olan kazansın” diye bakamaz. Partinin ilçe örgütlerinden Meclis grubuna kadar bütünlük içinde olmasından birinci derecede sorumludur.
Dün grup toplantısının son bölümünde İmamoğlu-Yavaş el ele fotoğrafıyla seslendi. Bütün mesele bu el ele olma enerjisini her alana yaymaktır.
Özel, hızlı karar alan, hızlı düşünen, bir o kadar da hızlı iletişim kurabilen bir lider. Önseçimi kesin bir yol haritası olarak önüne koymuş. Şu aşamada buradan dönmemeye kararlı. İmamoğlu da bunun arkasında. Yavaş, erken buluyor.
Özellikleri birbirine hiç benzemeyen üç lider, aralarında güçlü bir iletişim kurarak Türkiye’ye beyaz dumanı göstermeli.
AKP’nin 2007’de cumhurbaşkanı adayını belirleme sürecindeki Erdoğan, Arınç, Gül üçlüsünü düşünsünler!
Üçlü bir arada çok güçlü!
Yarışarak değil, kaynaşarak!