Murat AĞIREL


İstanbul’da ‘Tosun Paşa’ davası

İstanbul’da ‘Tosun Paşa’ davası


 

 

Takip eden okurlarım bilirler.

 

 

Bundan önce iki yazımda gayrimüslim vatandaşlarımıza ait olup Hazine’ye kalan arsalar üzerinden gerçekleştirilen yolsuzluklardan bahsetmiş ve bu konunun devam edeceğini belirtmiştim.

 

Bir olay daha anlatmak istiyorum.

 

Elime Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, Bakanlık Müfettişi raporu ve bir CİMER başvurusu geçti.

 

Rapor 2022 yılında düzenlenmiş. Rapor Beykoz’daki Mehmet Hasip Paşa’dan kalan taşınmazlar ile ilgili.

 

Beykoz Anadoluhisarı 37 Ada 69-71 parsel üzerinde bulunan ve 1971 yılında hükmen adına tescil edilen Mehmet Hasip Paşa’nın oğlu Şevki adına kayıtlı taşınmaz için mirasçı olduğu iddia edilen kişiler Av. Zerrin Baysal vasıtası ile 2012 yılında mahkemeye başvuru yapıyorlar.

 

Kadıköy 5. Sulh Hukuk Mahkemesi başvuruyu alıp inceliyor. Cimer şikâyetine göre Mahkeme herhangi bir bilirkişi atamadan, tanık olmadan, net belgeler olmadan, nüfus kayıtlarını dahi istemeden yazılı başvuru üzerine inanılmaz bir kısa sürede karar veriyor ve mirasçılık belgesini veriyor.

 

Mahkeme Mehmet Hasip Paşa’nın kızı Hatice Naime’nin eşi Ahmet oğlu Mehmet Salih’i Salih Şevki olarak kabul etmiş!

 

Nasıl olur demeyin anlatayım…

 

DS 4, Lüks ve Tarz bir arada.

DS 4’ün yenilikçi teknolojileriyle kusursuz bir sürüş deneyimine hazır olun.

DS Automobiles

Mirasçılık belgesini alan kişiler 14 Mayıs 2012 tarihinde Beykoz Tapu Müdürlüğüne müracaat ediyorlar. Beykoz Tapu Müdürlüğü 22 Haziran 2012 tarihinde hiçbir arşiv araştırması yapılmadan hiç bir bilirkişi incelemesi olmadan alınan bu kararı kabul etmeyip bu başvuruyu reddediyor.

 

Bunun üzerine Vekil Avukat Zerrin Baysal verilen ret kararına itiraz ediyor ve bu defa Tapu ve Kadastro II. Bölge Müdürlüğüne itiraz ediyor. Bölge Müdürlüğü de “tescilin dayanağı belgelerde tapu kayıt malikinin açık kimliğinin bulunmadığı, müdürlüğe ibraz edilen mirasçılık belgesindeki muris ile illiyet bağı kurulamadığı, malike ait veraset belgesi bulunduğu” gerekçesi ile itirazı reddediyor ve Beykoz Tapu Müdürlüğünün kararını onaylıyor.

 

Bu sefer Vekil Avukat, Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğüne gidip itiraz ediyor. Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü 19 Aralık 2012 tarihinde (2012/86 numaralı kararı ile) verilen ret kararlarını bozuyor. Bunun üzerine Anadolu Hisarındaki araziler Kadıköy 5.Sulh Hukuk Mahkemesi kararında belirtilen mirasçılar üzerine kayıt ediliyor.

 

Tabi çok zaman geçtiği için bu parsellerin ada ve parsel numaraları değişiyor. Bakın bu arazi inanılmaz kıymetli bir arazi. Üzerinde FORD Araba bayi ve büyük bir CARREFOUR Market var. Buraların kiralarını düşünün. İnanılmaz rakamlardır. Zaten aslında istenen de bunlar.

 

CİMER suç duyurusundan öğreniyoruz ki zaten bu dava aşamasında İmay Danışmanlık şirketi ve sahibi İskender Melih Demir ile mirasçı Fatma Naime Saygınalp ve Osman Nuri Görmez ile yaptığı sözleşme gereği bahse konu arazi hisselerini satın almak ve bu konuda Av. Zerrin Aksulu’ya vekalet vermek şartıyla mirasçılık belgeleri mahkemeden alınmadan toplam 255 bin euroya bir anlaşma imzalamışlar.

 

 

Bunlar yaşanırken Beykoz 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 14 Aralık 2012 tarihi ile Anadolu 5. Asliye Hukuk Mahkemesinin 24 Haziran 2013 tarihinde bahsedilen paylar üzerine ihtiyati tedbir konulduğu öğreniliyor.

 

“Hayırdır bu nereden çıktı” diye araştırılırken aynı arazi için bir mirasçı daha ortaya çıkıyor. Oysa ki Avukat Zerrin Aksulu’nun 14 Mayıs 2012 tarihindeki başvurusundan önce 30 Mart 2012 tarihinde Müge Astok Demirbilek vekili Av. Hayati Şahin de Beykoz Tapu Müdürlüğüne başvurarak Üsküdar 1. Asliye Hukuk Mahkemesinde Mehmet Hasip Paşa için verilen veraset ilamını ibraz etmiş ve Mehmet Hasip Paşa adına kayıtlı taşınmazların bildirilmesini istemiş.

 

Yani tüm bunlar yaşanırken gerçek mirasçılar yani Mehmet Hasip Paşa'nın torunu ortaya çıkmış.

 

Tam Tosun Paşa filmi gibi… 

 

İki ayrı mahkeme kararı ve iki ayrı mirasçı var. Kadıköy 5. Sulh Hukuk Mahkemesinin mirasçılık belgeleri ile Üsküdar 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin vermiş olduğu mirasçılık belgesi arasında da büyük farklar tespit edilmiş.

 

Bunun üzerine torun Anadolu 5. Asliye Hukuk Mahkemesi'ne iki tane mirasçılık belgesinin olduğunu ikisinin de iptal edilerek yeni bir veraset ilamı verilmesi için başvuruyor. Ve diyor ki; “Sahte mirasçılık belgesi verilen kişi benim dedem değildir. Bu kişi damadıdır. Nüfus kayıtları ile incelendiğin durum ortaya çıkacaktır.” Ve bu kararın alınmasını sağlayan herkes hakkında şikâyette bulunuyor.

 

 

Müfettiş de raporunda “Mehmet Hasip Paşa adına kayıtlı hisselerin Kadıköy 5. Sulh Hukuk Mahkemesince tespit edilen mirasçılara intikalinin usul ve mevzuata açıkça aykırı olduğu” diye belirtmiş.

 

Bunun üzerine Anadolu 5.Asliye Hukuk Mahkemesi dosyayı bilirkişiye yolluyor. Bilirkişi kararında torunu için “gerçek mirasçı olduğuna kanaat edemedim” diyerek rapor düzenliyor ve mahkeme bu rapora dayanarak Zerrin Baysal ve müvekkilleri lehine iptal davasını reddediyor.

 

Bakın gerçek mirasçılar miras belgesi iptali için 2013 yılında mahkemeye yaptıkları başvuru 2023 yılında 10 sene sonra bilirkişi raporu sayesinde bu başvuruyu reddediyor.

 

Nüfus kayıtları ile tespitli gerçek torunlar mahkemeye diyorlar ki:

 

“Bu mirasçılık belgesi verdiğiniz kişi Salih Şevki adında benim dedemin bir oğlu yoktur. Dedemin gerçek oğlu Hasan Şevki Paşadır. Ve babası Mehmet Hasip Paşa ile beraber Üsküdar Selimiye Camiindeki Hazirede beraber yan yana yatmaktadır. Sunmuş olduğumuz nüfus kayıtlarında da dedemin Salih Şevki adında bir çocuğunun olmadığı gözükmektedir. Ayrıca Vakıflar Genel Müdürlüğünün düzenlediği bu dava hakkındaki raporda da bunlar ayrıca belirtilmektedir.”

 

Ancak mahkeme reddediyor.

 

Hazine avukatı, 10 yıllık bu dava sürecinde 25. duruşmada (2021 yılında) Av. Zerrin Hanım ve vekilleri lehine taleplerde bulunuyor ve davanın reddini istiyor.

 

Oysaki Hasip Paşa'nın mirasçılık belgesi ve tapularında iptal kararı çıktığı takdirde burada hazineye de pay düşecekti. Fakat duruşmalar boyunca Hazine avukatı davanın reddini savunmuş.

 

Bu husussu da Bakanlık Müfettişleri tespit etmiş ve bu avukat hakkında idari işlem yapılması için Bakanlığa bu raporu göndermişler.

 

Mahkemenin bu ret kararı sonrasında davanın tarafları istinaf incelemesine başvurmuş.

 

İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 36. Hukuk Dairesi 18 Mayıs 2023 tarihinde ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına karar vermiş.

 

Dava halen devam ediyor, takip edeceğim. Bu konuyu yetkililer görüp de müdahale edene kadar bulduğum tüm dosyaları yazmaya devam edeceğim.

 

Böyle bir sürü benzer olay yaşanıyor