Murat AĞIREL


Katil doktor ve çetesinden sonra kiralık doktor da çıktı

Katil doktor ve çetesinden sonra kiralık doktor da çıktı


                              

Şunun tespitini artık yapalım: Apaçık bir çürümüşlük içerisindeyiz. Her anlamda toplumumuzda kültürel, ahlaki ve disipliner bir bataklık hayatı yaşıyoruz. 

 

 

Üstelik en kötüsü de bu çürümüşlüğün farkında değiliz. Elimizi attığımız hiçbir yerde müktesebat yok, hukuki düzen yok, kurallar yok, yönetmelik yok, denetim hiç yok. Hangi konuyu ele alırsanız alın aynı şeyle karşı karşıya kalıyoruz. 

 

Bina yapıyoruz betonu-demiri kaçak, benzinlik açıyoruz akaryakıtı kaçak, güzellik merkezi açıyoruz vergisi levhası kaçak, fabrika açıyoruz işçisi kaçak, tarla ekiyoruz yemi gübresi kaçak, köfteci açıyoruz eti döneri kaçak, futbol oynuyoruz bahis organizasyonları kaçak, siyasi parti kuruyoruz fikirleri sloganları kaçak... 

 

Bu liste uzar gider. 

 

Yenidoğan çetesinin insanlık dışı duygularla bebekleri basıl öldürdüğünü ve bu durumu ortaya çıkaran savcının, siyasi nüfuz simsarı PKK yardakçısı tarafından nasıl tehdit edildiğini okuduk hep birlikte. 

 

Hastane isimleri de basına düştü. 

 

İddianamede adı geçen hastanelerden biri Esenler Güney Hastanesi. 

 

Bu durum ortaya çıkınca bir hastane çalışanı ulaştı ve korkunç durumu anlattı. 

 

İhbar aynen şöyle: “Hastanede yabancı uyruklu pratisyen doktorlar sahte diplomalar ile hastalara bakıyor ve ameliyatlarda görev alıyor.” 

 

Nasıl yani dedim ve araştırmaya koyuldum. Adliye kaynaklarım ile konuştum. Ve ne yazık ki gerçekten doğruymuş. 

 

Warum diese Winterstiefel der letzte Kauf Ihres Lebens sind

Orthofrei

Anlatayım... 

 

Saim Aşık isimli imamın eşi, doğumuna sayılı günler varken Esenler’deki hastaneye kontrole götürülüyor. Hastanedeki doktor hiçbir acil durum yokken yatış yapılmalı ve doğum başlamalı diyor. 

 

İmam ve eşi, “Şu anda herhangi aksi bir durum yok ve daha zamanı var” demesine rağmen doktor, “Bak sancı başlar yetişemezsiniz büyük problem olur” diye çifti korkutuyor. Sonrasında daha zaman gelmemesine rağmen imamın eşi doğuma alınıyor. 

 

Suni sancı veriliyor, bebek gelmiyor ve ameliyata alınıyor. Bebek bir türlü doğmuyor ve panik başlıyor. Sonra erkek doktor çağırılıyor. Doğum yatağında olan kadın acı ile bağırmasına rağmen zorlayarak baskı yaparak bebek doğurtuluyor. Ne yazık ki bebekte sorunlar olduğu ortaya çıkıyor. Bebek hem solunum sıkıntısı yaşıyor hem de başka sıkıntıları ortaya çıkıyor. 

 

Muayene eden ve doğuma da giren adının “Sabahattin Kaynak” olduğu belirtilen doktor, bebeğin başka hastaneye sevk edilmesi gerektiğini belirtiyor. 

 

Bebek başka bir hastaneye sevk edildiğinde acil doktoru Saim Aşık’a eşinin bir yerden düşüp düşmediğini soruyor. Saim Bey “Hayır” cevabını verdiğinde bebeğin beyin kanaması geçirdiğini beyan ediyor ve çocuk yoğun bakıma alınıyor. 

 

Saim Bey’in diğer çocuğu da ateşlendiğinde hastanede yine Sabahattin Kaynak isimli doktora muayene ettiriyor. Ancak muayene yapan doktorun Türkçeyi neredeyse bilmemesi üzerine şüpheleniyor. 

 

Bebek yoğun bakımda da olunca bu kişinin yabancı uyruklu olmasına rağmen Türk doktor ismi ile muayene yaptığını öğreniyor. 

 

 

Meğer Sabahattin Kaynak isimli kişi 1934 doğumlu bir doktor çıkıyor. 

 

Saim Bey bu kez doktoru araştırmak adına yanına başka birini alarak hasta olmamasına rağmen muayeneye götürüyor. Aynı kişiye bu kişinin Sabahattin Kaynak ismi ile muayene yapıp aynı isimle reçete düzenlediğini ve imzaladığını kamera kaydını alıp savcılığa suç duyurusunda bulunuyor. 

 

Sabahattin Kaynak isimli kişinin gerçekte Filistin asıllı TC vatandaşı Mohammed A.R. Abushaban isimli kişi olduğu ortaya çıkıyor. 

 

Savcılık, uzman doktor olmamasına rağmen uzman doktor gibi davranıp kazanç elde eden Filistin uyruklu kişi hakkında sağlık mesleği mensuplarının gerçeğe aykırı belge düzenlemesi nedeniyle iddianame düzenliyor. Yargılanan Filistin asıllı doktor yargılama sonucunda ceza alıyor. 

 

Anlaşılıyor ki Sabahattin Kaynak isimli yaşı nedeniyle çalışamayacak durumda olan doktorun diplomasını kiralayarak uzmanlığı olmayan Filistinli doktor insanları muayene edip reçete yazmış. Bu reçeteleri de kendi imzasıyla değil Sabahattin Kaynak adına oluşturmuş. 

 

Haliyle akıllara geliyor... Bu hastane hiç denetlenmiyor mu? Böyle bir durum nasıl fark edilmiyor? Yoksa fark ediliyor da göz mü yumuluyor? Böyle diploma kiralayan doktorlar Türkiye’de daha var mı? Sağlıkları riske atılan insanlar hiç şikâyette bulunuyor mu yoksa bu şikâyetler sümen altı mı ediliyor? 

 

Siz aslında bu soruların cevaplarını biliyorsunuz. En başa döneceğim. Çürümüşlük işte tam da böyle başlıyor. Ahlak ve vicdanımızı kaybettiğimizde memleketimizi de kaybederiz dikkat edin.