...dünden devam
Haziran 2014’te, 12 Eylül Davası’nda darbe suçundan haklarında dava açılan eski Genelkurmay Başkanı ve dönemin Cumhurbaşkanı Kenan Evren ile eski Hava Kuvvetleri Komutanı Tahsin Şahinkaya’ya müebbet hapis cezası verildi.
90’lı yaşları; bu ceza gereğince ama hasta yatağına bağımlı olarak yaşamaya devam eden ve 80’li yıllara damgasını vuran bu iki önemli isim, yakın tarihimizde daima hatırlanacak yöneticiler olarak yer alacaklardır. ( Kenan Evren bu cezanın ardından 9 Mayıs 2015 tarihinde tedavi gördüğü GATA’ DA hayata veda etmiştir.) Ama en çok da; 70’li yıllarda Türkiye’de yaşanan siyasal kargaşalarına, ekonomik yetersizliklere, gençlik hareketlerinin çarpıcı ve ölümcül yansımalarına çare üretemeyen ülke siyasilerinin yerini askeri müdahale ile aldıkları için..!
Temmuz 2014’te, Anayasa Mahkemesi, Hırant Dink cinayetiyle ilgili olarak, ailesinin bireysel başvurusunda; ‘’etkili soruşturma yapılmadığı’’ gerekçesiyle ihlal kararı verdi. Yine bu ay içerisinde, aralarında bazı şube müdürlerinin de olduğu 115 emniyet görevlisi yapılan operasyonlarla gözaltına alındı. Bu operasyonlar, basına düşen haberler çerçevesinde; ‘’paralel yapı ile mücadele’’ olarak değerlendirildi…
Ağustos 2014, ülkemiz için yakın tarihimizde yer alan en önemli siyasal gelişmenin yaşandığı bir dönem olarak anılacaktır. Çünkü ülkemizin 12’nci Cumhurbaşkanı bu dönemde seçilecekti. 12’nci Cumhurbaşkanının ve ondan önceki Cumhurbaşkanlarının seçimine kitabımın bundan sonraki sayfalarında ayrı bir bölüm olarak değineceğim…
19 Eylül 2014 Gaziler Günü:
Bu tarih; ülkemizin milli ve ulvi değerlerinin simgesi olan ‘’GAZİLER’’ günüdür. Bağımsızlığımız, özgürlüğümüz için vatan ve vazife uğruna milletimiz, devletimiz, ay yıldızlı bayrağımızın şanı ve şerefi için savaş meydanlarını düşmanlarımıza dar edenler; ‘’Muharip Gazi.’’ Bu uğurda; kolsuz, bacaksız kalan, gözlerini kaybeden, felç olan vatandaşlarımız; ‘’Malul Gazi’’ olarak vasıflandırılır. (ülkemizde yaşanan terör olayları nedeniyle bu olaylara görev alarak müdahale eden T.S.K mensuplarıyla, Güvenlik Güçleri mensupları içerisinde kalıcı uzuv noksanlığı olanlara da ‘malul gazi’ unvanı verilmiş olup, bu nedenle çıkarılan yasayla belirlenmiş haklara sahiptirler…)
Gazilik unvanı: dinimize ve ilgili kanuna göre; vatanı, milleti, bayrağı, devleti, dini, namusu ve şerefi uğruna hayatını feda eden Şehitlerimizden sonra en kutsal rütbedir…
O nedenle 19 Eylül tarihi, her yıl ülkemizde kutlanan önemli bir gurur günü olarak anılır. 2014 yılının 19 Eylül’ü de bu gururun paylaşıldığı bir gün olarak anılmıştı…
Ama bu gurur gününe, ülkemizin özellikle Güneydoğusunda P.K.K terör örgütünün gerçekleştirdiği insanlık dışı olayları önlemek adına görev yapan Malul Gazi E. Bnb. Bedri Aluçlu’nun (Bu kahraman subayımız, PKK Terörünü önlemek adına görev yaptığı dönemde; teröristlerin, tuzakladığı mayınlar nedeniyle, iki gözünü de, bu uğurda feda etmiştir…) davetli olarak gittiği Genelkurmay Karargâhında çok çarpıcı bir konuşma yapmıştı…
Ben de bu kahraman Gazimize, Kıbrıs’ta vatan ve vazife uğruna savaşan bir Kıbrıs Gazisi olarak aşağıdaki yazım ile destek vermiştim:
‘’Fakat biliyoruz ki, görmeden ümit ettiğimiz bu vatan için ölürsek; yazılsın kabrimize vatan mahzun, biz mahzun…’’ ( Gazi (E) Jand. Bnb. Mehmet Bedri Aluçlu - 19 Eylül 2014 Gaziler Günü konuşmasından… )
Evet, ‘yazılsın kabrimize vatan mahzun, biz mahzun…’
Bu cümle son dönemde ülkemizin üzerine bir karabulut gibi çöken! Milletimizin birlik ve beraberliğini tehdit eden türlü açılımlara, tüm dönüşümlere, bilinen teslimiyetlere, aman ‘çözüm süreci’ zarar görmesin denerek göz ardı edilen; ama özellikle bölücü terör örgütü P.K.K, taraftarları ve siyaset kanadı tarafından gözümüze soka, soka yapılan bilinen ihanetlere karşı yüreklerimizden kopup gelen feryadın sözleridir.
Yüreklerimizden diyorum, çünkü ben de bir Gazi’yim. Ama inanıyorum ki, bu feryatlar; yüreklerinde vatan, bayrak, millet ve Atatürk sevgisi olan tüm yurttaşlarımızın ortak duygularına da tercüman olmaktadır.
Yazımın girişinde ‘Güneydoğu Terör Malul Gazisi, Değerli Silah Arkadaşımın’ içimizi acıtan bu sözlerinin; tüm Gazilerin ortak duygularına tercüman olduğuna da inanıyorum.
devam edecek...