Atilla ÇİLİNGİR

Tarih: 26.10.2024 00:07

KIRILMADIK NE KALDI? - 86

Facebook Twitter Linked-in

...dünden devam

Gözlerini, vücudunun pek çok parçasını bu aziz vatanın dirliği ve bölünmez bütünlüğü uğruna feda eden Aluçlu Binbaşı ve onun gibi nice kahramanlar; ülkemizin onuru ve gururudur.

Biz Gaziler ülkemizin milli menfaatlerini, ay yıldızlı bayrağımızın şanını ve şerefini, yurdumuzun bölünmez bütünlüğünü, vatan ve vazife uğruna seve, seve hayatlarını feda eden şehitlerimizin aziz hatıralarını sonsuza kadar savunuruz.

Gaziler; bu aziz vatan uğruna seve, seve şahadet mertebesine ulaşan şehitlerimizle omuz, omuza savaşmanın onurunu yaşar, gururunu taşır her yerde, her zeminde.

Şimdilerde ise; adeta bir akıl tutulması yaşanıyor ülkemde!

Milli değerlerimize, kem gözle bakanlar çoğalmış; ulvi değerlerimiz sorgulanır olmuş, kimi haddini bilmezlerce!

Kimi alçaklar; bayrağımıza el uzatma cüretini gösterir, kimileri Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün heykellerini yakar, yıkar, devirir. İnsani değerlerini yitirmiş utanmazlarca tartaklanan Malul Gaziler, yerlerde sürüklenir.

Kimi hainler yol keser; Mehmetçiğe, Polisimize kalleşçe ateş eder. Kimileri kolluk gücü kurmuş, devlet gücünün yerine geçer…

Unutulmadı o kahpeliklerle dolu günler, geceler. Cudiler, Çukurcalar, Aktütünler…

Unutulmadı P.K.K kurşunu ile katledilen nice Koçyiğitler.

Ülkemizin çevresi alev, alev yanıyor. Ortadoğu’nun her yanında ölüm kol geziyor, her yanı göçmüş; ülkem savaşın riskini yaşarken, üstüne üstlük bir de türlü açılımların sinsi yüzü, yurdumun her yanına çökmüş.

Bir zamanlar verilen o amansız mücadele ne içindi? Onca vatan evladı, onca suçsuz insanlarımız ne uğruna feda edildi?

Sorma, sorgulama, çözüm sürecini bozma! Analar ağlamasın denildi…

Yıllardır terör belasının ‘Kanattığı Yürekler’, ‘Cumartesi Anneleri’, ‘Sessiz Çığlıklar’ ve daha nice anaların feryatları, sonunda çözüm var denerek görmezden,  duymazdan gelindi.

Bak ama gör..!

Yine üç vatan evladını Yüksekova’da, bir başka yiğidi; hem de 29 Ekim’de Diyarbakır’da kalleşçe sırtlarından vurmuşlar. Anaların, babaların bir kez daha kolunu kanadını kırmışlar.

Gözlerin olmasa da, kolların, bacakların bulunmasa da; bilirim yüreğin kan ağlar, canın yanar Gazim. 

Sen, ben, o, biz görevimizi yaptık diyerek geride duracağımız sanılmasın.

Bilinsin ki!

Gerektiğinde kalan beden parçalarımız da, feda olacak bu aziz vatana. Not düşülsün, yazılsın tüm ihanetler, tarihin unutmaz sayfalarına.

Sen üzülme Gazim.

Bu aziz vatan topraklarının her karışı Şehitlerimizin kanıyla, nice kahramanların çabalarıyla, alın teriyle hercümerç olmuştur.

Tarih sayfalarımız yazar; bu ülkeye yapılan tüm ihanetlerin, günü gelmiş mutlaka hesabı sorulmuştur.

Sen Şehidim:

Bilirim ki seninde yüreğin yanık, ardında kalan Gazi arkadaşların gibi.

Bilirim, kanınla renklenen ay yıldızlı bayrağımızı kavrar çelik bilekli pençelerin; vatanımıza kast eden hainlerden korumak için.

Yeminin, yeminimizdir değişmez.

Kanın, kanımıza değdi silinmez.

Şunu bil ki, Yiğidim: Vatan bellenen bu topraklar için verilecek son nefesler tükenmez…

 Bir ses de ‘’Şehitlerimize’’ vermek istemiştim, ‘Gazi’ yüreğimden taşan aşağıdaki cümlelerimle:

GAZİ’DEN, ŞEHİT’İNE!

Aşağıda kaleme aldığım dizeler; cevabımdır son dönemde ülkemde yaşananlara, Mehmetçiklerimizi alçakça sırtından vurarak şehit eden kalleşlere…

Selam olsun bu aziz vatan uğruna seve, seve hayatlarını feda eden Şehitlerimize, nice Koçyiğitlere, onur ve gurur timsali Gazilerimize, elleri öpülesi fedakâr annelere.

 ‘’Yaşamaz ölümü göze almayan

Zafer, göz yummadan koşana

gider.

Bayrağa kanın alı çalmayan

Gözyaşı boşana, boşana gider…’’

( Faruk Nafiz Çamlıbel )

devam edecek...


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —