Atilla ÇİLİNGİR

Tarih: 08.11.2024 00:21

Kırılmadık ne kaldı? - 99

Facebook Twitter Linked-in

İşte O Mucizevi Başarılar:

‘’Milli Ekonomi:

 . Osmanlı borçları devralındı ve ödendi.

 . Yabancı sermayenin elindeki stratejik hizmetler ve madenler millileştirildi.

 . Yabancıların elinde olan tütün, şeker, alkol ve petrol tekeli devlete geçti.

 . Dünyada ilk kalkınma planı 1931 yılında Türkiye’de uygulamaya konuldu.

 . Etibank, Sümerbank, Denizbank, Emlak Bankası, Türkiye Sanayi ve Kredi Bankası, P.T.T, Tapu Kadastro Genel Müdürlüğü, DİE, AOÇ, THY, Türkiye Şeker Fabrikaları Genel Müdürlüğü, MTA, TİGEM gibi milli ve modern kurumlar oluşturuldu.

Sanayi:

. Uşak, Turhal, Alpullu ve Eskişehir’de şeker fabrikaları, Nazilli, Bünyan, Ereğli, Bursa ve Kayseri’de dokuma fabrikaları, Ankara’da çimento, Karabük’te demir -  çelik, Gemlik’te suni ipek fabrikaları ve Paşabahçe’de cam fabrikası kuruldu.

. İlk uçak fabrikası 1926 yılında Kayseri’de kuruldu. 1930’lu yıllarda dünyadaki en iyi avcı türü uçağı türünden birisi burada üretiliyordu. 1937 yılında İstanbul’da kurulan diğer uçak fabrikasında da yolcu uçağı üretildi.

. Özel sektör tarafından üretilen mal değeri 1927 yılında 15 milyon lira iken, 1932 yılında 154 milyon liraya çıktı.

Ulaşım:

. 1923’de 3,756 km. olan demiryolu ağı %100 artarak, 1939’da 7,325 km’ye ulaştı. 1923’de kilometre karede 24 metre olan demiryolu yoğunluğu 1939’da 51 metre oldu. Demiryolları ile taşınan yük miktarı ise 1929’da 356 milyon ton/km’den, 1938’de %340 artışla 1,564 milyon ton/km’ye yükseldi.

. 1927- 1938 yılları arasında karayolları uzunluğu %42 arttı.

Tarım:

. 1927 yılında 210.794 olan pulluk sayısı, 1936’da 410,365’e çıktı. Tarım kredileri 1923’ten 1938’e kadar, 8 milyon liradan 41 milyon liraya yükseldi. 1930 yılında 5,3 milyon ton olan tahıl üretimi, 1938 yılında 8,4 milyon tona, endüstri bitkileri üretimi de 351 bin tondan, 704 bin tona çıktı.

. 1923 yılından 1938 yılına, besin maddelerinin toplam ithalat içindeki payı %16,8 den, yüzde 2,8’e geriledi.

Bankacılık:

.1923-1938 arasında mevduat miktarı 57 kat, mudi sayısı 122 kat arttı. Milli bankaların toplam mevduattaki payı %32’den, %82’ye yükseldi.

. 1925 yılında devlet sermayesiyle Sanayi ve Maadin (madenler) Bankası kuruldu. İş Bankası, Sümerbank, Etibank, Halk Bankası ile 1930’da T.C. Merkez Bankası kuruldu. 1931’de 6,127 kilo olan altın rezervi, 1938’de 26,190 kiloya ulaştı.

 Bütçe ve Büyüme:

. 1924-1938 arasında 11 bütçe denk bağlandı. 3’ü fazla ve sadece biri açık verdi.

. 1923-1938 yıllarında büyüme ortalaması; %8 oldu. Buna karşın büyüme ortalaması 1939-1950 yıllarında %1, 1950-1990 yıllarında %5, 1990-2002 yıllarında %2, 2003-2012 yıllarında %4,5 oldu…’’ (Kaynakça – 14)

Yukarıda ana başlıklarıyla özet olarak ifade edilen yurt tablosu: Vatan topraklarımızı işgal eden düşman tarafından darmadağın edilen bir imparatorluk sonrasında;  mensup olduğu millete, Türk Milletine olan inancından, güveninden başka hiçbir gücü olmayan son yüzyılın en büyük liderinin, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün, milli mücadele sonrasında ve onun önderliğinde kurulan cumhuriyetimizi taçlandıran; bugünün imkânlarıyla dahi gerçekleştirilmesi zor bir başarı öyküsü ve çarpıcı bir gerçektir…

O nedenle, 92 yıllık Cumhuriyet Türkiye’sinin kuruluşunun ilk 15 yılında yaşanan bu çarpıcı gerçek; günümüze gelinceye kadar yapılan onca büyük hamleleri ve başarılı sonuçlarını görmezden gelenlere verilebilecek en anlamlı yanıttır…

2015 yılının en önemli 2’nci olayı: 07 Haziran 2015 tarihinde ülkemizde gerçekleşen ‘Milletvekili Seçimleri’ sürecidir. Bu süreci seçim öncesi yaşananlar ve seçim sonuçları olarak, iki bölümde analiz edebiliriz:

Seçim öncesi yaşananlar:

07 Haziran 2015 Pazar günü yapılan milletvekili seçimleri, Cumhuriyet tarihimizde yapılacak en önemli seçimlerden birisi olarak yakın tarihimize geçmiştir.

Çünkü 2002 yılından beri iktidarda bulunan AKP’nin, özellikle de yönetim kadrosunun, önce 2011 genel seçimleri, sonrasında 2014 yılında yapılan yerel seçimler öncesinde ve sonrasında; yine muhalefet parti liderlerinin de bu seçimlerin propagandalarında kullanmış oldukları sert üslup ve toplumu ayrıştıran söylemleri;

10 Ağustos 2014’te halk oylaması ile yapılan Cumhurbaşkanlığı seçim sürecindeki söylemlerin, eylemlerin toplumumuz arasında yaratmış olduğu gerginlik; özellikle 2015 yılında gerçekleştirilecek genel seçimler öncesinde, ülkemiz üzerinde endişeli bir beklenti, soğuk bir bulut kümesinin oluşmasına neden olmuştu..!

 


 


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —