Atilla ÇİLİNGİR


KIRILMADIK NE KALDI? (72)

KIRILMADIK NE KALDI? (72)



... Dünden devam

2013 yılının diğer önemli olayları ise şunlardı:

 Ülkemiz Ocak 2013’te bilim, basın, sanat ve edebiyat dünyasının pek çok önemli isimlerini sonsuzluğa uğurladı. Şarkıcı Şenay Yüzbaşıoğlu, edebiyatçı Metin Kaçan, dünyaca ünlü Türk Ressam Burhan Doğançay usta gazeteci Mehmet Ali Birant, ‘Deprem Dede’ lakaplı Prof. Dr. Ahmet Mete Işıkara, yazar İsmet Kür ve sanatçı Ferdi Özbeğen’in ölüm haberleri peş, peşe gelmişti.
Yılsonunda ise gazeteci Savaş Ay ve usta tiyatrocu Nejat Uygur hayata veda ettiler…
 Mart ayında; Diyarbakır’da yapılan Nevruz kutlamalarında terörist başı Öcal’ın mesajı. Türkçe ve Kürtçe olarak okunmuş ve bebek katili Öcalan terör örgütü PKK’nın geri çekilmesini istemişti.
 Bu mesajın ertesinde, terör örgütü PKK’nın kaçırmış olduğu 8 kamu görevlimiz, Kuzey Irak’a giden bir heyet tarafından Türkiye’ye getirildi.
 Eylül ayında sınır ihlali yapan bir Suriye helikopteri uçaklarımız tarafından düşürüldü.
 Alkollü içkilerin 22.00 – 06.00 saatleri arasında satışını yasaklayan kanun yürürlüğe girdi.
 Ekim ayında kamuda başörtüsü yasağı kalktı.
Bu uygulamayla birlikte AKP’li bayan milletvekilleri Meclis’e başörtüsü ile geldiler. Meclis’te grubu bulunan partilerin bayan milletvekillerinin bu konuyla ilgili yapmış oldukları konuşmalar, büyük yankı uyandırmıştı.
 Bu arada ilköğretim okullarında her sabah okutulan andımızın okutulmasına son verildi. Zaten milli bayramlarımızın kutlanmasını dahi minimize eden, ulusal bayramlarımızın o eski görkemli kutlamalarının uygulanmasını sınırlayan bir anlayışın; her sabah ilköğretim okullarında tekrarlanan ‘andımızın’ okunmasını kaldırması çok doğal değil miydi?
 Hem de Başbakan; ‘her türlü milliyetçiliği ayaklar altına’ aldığını ifade etmişken..!
(daha sonra Başbakan bu ifadesini; ırkçılık içeren milliyetçi anlayış, görüş ve eylemler için kullandığını söylemişti…)
 10 Kasım 2013 tarihinde; yüce Atatürk’ün ebedi istirahatgahı olan Anıtkabir’e, 1 milyonun üzerinde ziyaretçinin geldiği öğrenildi.
 Anlaşılan o ki, ülkemin gözü yaşlı yılları; Türk Milletinin Atasına olan özlemini had safhaya getirmişti.
 Ve…
17 Aralık 2013’te sabahın erken saatlerinde yapılan bir operasyon, ülkemizin siyasi gündemine atom bombası gibi düştü!
 Soruşturma kapsamında pek çok iş adamı, bürokrat ve devlet memuru ile AKP hükümetinde görevli bazı bakanların çocukları; kara para aklama, rüşvet ve altın kaçakçılığı gibi suçlamalarla gözaltına alındılar. Bu gelişme üzerine 4 bakan istifa etmek zorunda kaldı.
 ( 17 – 25 Aralık sürecini; ‘10’ların İzleriyle Türkiye’ isimli kitabımda özetlemiş, bu konuyla ilgili gelişmeleri yazmıştım. Bk. Sayfa: 319 – 323)
 A.K.P iktidarının, ülkemizi yönettiği ve yukarıda 3 dönem halinde özetlemeye çalıştığım bu zaman kesitinin; öne çıkan en önemli olaylarından olan ‘Ergenekon ve Balyoz’ Davalarına özet bakış:
 ‘Ergenekon ve Balyoz Davaları’ süreçlerine de bundan önce kaleme aldığım kitabımda değinmiş, TSK’nin 365 güzide komutanına, pırıl, pırıl vatan evladına düzmece dijital delillerle kurgulanmış bu asrın kumpasını ‘10’ların İzleriyle Türkiye’ isimli kitabımda detaylı bir şekilde anlatmış, analizini yapmıştım. (Bk. Sayfa: 289 – 311)
 A.K.P iktidarında ülkemizin yaşamış olduğu bilinen davalar sürecinde; ‘’Ergenekon’’ ve ‘’Balyoz’’ davaları adlarıyla yargı tarihimize geçen ama kamu vicdanının büyük bir çoğunluğu tarafından onaylanmayan iki önemli ‘hukuk skandalı’ yaşanmıştır.
 Her ikisinin de ortak iddiası: ‘Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini’, iddia edilen darbe planları ile devirmektir.
 Geçtiğimiz yıl yayınlanan ‘10’ların İzleriyle Türkiye’ isimli kitabımda uzun bir analizini yapmış olduğum her iki davayı da kısaca hatırlayacak olursak:
 Ergenekon ve Balyoz Davaları:
‘’Ergenekon’’ davası, 2000’li yıllarda, ülkemizde faaliyet gösterdiği iddia edilen silahlı gizli bir örgütün faaliyetleri üzerine oturmuştur..!
 Bu davanın iddianamesinde; ‘Ergenekon’un’ devletin güvenlik güçleri içerisinde örgütlediği, bünyesinde asker, polis, gazeteci, akademisyen üyelerinin olduğu iddia edilmiştir. İddianamenin en çarpıcı tespiti, Adalet ve Kalkınma Partisi Hükümetini devirmeye yönelik bir ‘derin devlet’ yapılanmasının varlığına yöneliktir.

Devam edecek...