PKK’nın sözde kendini feshettiği 5 Mayıs tarihinden 3 gün önce Abdullah Öcalan ve PKK yöneticileri arasındaki konuşmaların tutanağını, Veryansın tv’de Erdem Atay yayınladı.
Tutanaklara göre Öcalan, Lozan Antlaşması’nın 100 yılın sonunda sona erdiğini, Sykes Picot ve Kasr-ı Şirin Antlaşmalarının da geçerliliğini yitirdiğini, Türkiye ile birlikte Ortadoğu’yu demokratikleştirmeyi amaçladığını söyledi.
Terör örgütü PKK elebaşı Öcalan, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli için de, “Bahçeli’yi ben bu çizgiye getirdim” ifadesini kullandı.
PKK’nın fesih bildirisinde de “Partimiz PKK; kaynağını Lozan Antlaşması ve 1924 Anayasasından alan Kürt inkâr ve imha siyasetine karşı, halkımızın özgürlük hareketi olarak tarih sahnesine çıktı” deniliyordu.
Yani fesih bildirisi, Öcalan’ın talimatlarına göre hazırlandı...
***
Sürecin mimarı Devlet Bahçeli, uzun süredir, Abdullah Öcalan’dan bahsederken “kurucu önder” diyordu.
MHP Genel Başkan Yardımcısı Feti Yıldız ise “Liderimiz Sayın Devlet Bahçeli’nin 22 Ekim 2024 tarihinde Gazi Meclis’te grup toplantısında yaptığı tarihi konuşma ile başlayan ve bu aşamaya gelen süreç tartışmasız yüzyılın en cesur 'kurucu siyaset' hamlesidir” dedi.
Öyle ya bir “kurucu önder” varsa bir de onunla birlikte sürdürülen bir “kurucu siyaset” de olmalıydı!
Zafer Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Ümit Özdağ, bu durumu şöyle yorumladı:
“Yani Feti Yıldız, yeni bir devlet kurulacağını, bunun Öcalan ve PKK ile birlikte yapılacağını itiraf ediyor. Şimdi bu beyefendilere soralım: Bebek katili Öcalan ile nasıl ve ne tip bir devlet kurmayı planlıyorsunuz? Öcalan’a bu nedenle mi ‘Kurucu Önder’ diyorsunuz? Atatürk’ün kurduğu cumhuriyetin neyi hatalı, eksik ya da neyi size yetmiyor? Siz Atatürk’ten daha mı iyi biliyorsunuz? İkinci Cumhuriyet’ten sonra Öcalan’ın kurucu önderi olduğu bir de Üçüncü Cumhuriyet mi çıkartıyorsunuz başımıza? Bakın efendiler, siz Lozan Antlaşmasını reddeden, 1924 Anayasasına karşı çıkan, Cumhuriyetimizi Kürt Soykırımı iftirası ile hedef alan bir yapıyla nasıl ‘kurucu siyaset’ inşa edeceksiniz?
İşin özü, Türkiye’de başlatılan 2. Bölücü Açılım, Öcalan Komisyonu ve yeni Anayasa ile benzer bir gevşek federatif yapıya doğru ülkemiz sürüklenmek isteniyor. ABD’nin Ankara Büyükelçisi Tom Barrack ‘İsrail bölgede ulus devlet istemiyor’ demişti. Irak ve Suriye’de üniter-milli devletler parçalandı. Türkiye’de de şimdi İsrail’in istekleri doğrultusunda Öcalan’ın kurucu önderlerinden birisi olduğu çok uluslu bir federasyona doğru gidiyoruz. Görülen o ki, Atatürk’ün kurduğu milli-üniter devlet yerine İsrail’in isteği ile çok uluslu bir federasyona Türkiye sürüklenmek isteniyor. Türk halkı buna razı gelmeyecektir.”
***
AKP ve MHP’nin durumu malûm da ben son yazımda CHP’yi uyarmış ve Özgür Özel’in “Kendi cesaret edemediği işi başkasına (Bahçeli’ye) yaptıran Erdoğan denen kişi; ya hükümet gibi hükümet ol, ya da yapamıyorsan getir sandığı, yapacaklar göreve hazır diyorum.” sözlerini hatırlatarak “CHP, neyi daha iyi yapar?” diye sormuştum.
Abdullah Dengür adlı takipçimiz, “Hiç yakıştı mı? Arslan bey, ‘Hükümet gibi hükümet olmayı yapamayacaksan’ deniliyor ve siz anlamıyor musunuz? Hiç olmadı hiç...” diye mesaj attı!
Oysa Özgür Özel, Bahçeli’nin yapmaya çalıştığı işi Erdoğan’ın yapmasını istiyor ve yapamayacaksa sandığı getirmesini yapacakların göreve hazır olduğunu söylüyor. Abdullah Bey, bunu anlamıyor ama benim anlamadığımı zannediyor!
***
Hadi benim sakalım yok; CHP Genel Başkanlarına uzun yıllar danışmanlık yapmış Prof. Dr. Emre Kongar da yanlış mı anladı ki “Bırakın yok edilme tehdidiyle karşı karşıya olan CHP’yi, hiçbir parti, ‘Demokratik Rejimin’ ‘Etnikçi Otoriterliğe’ kurban edilmesine onay veremez... Verirse, kendi idam fermanını imzalamış olur!” diye yazmaya gerek duydu?
Kongar Hoca, burada CHP’den önce AKP ve MHP’yi uyarıyor ama Cumhuriyetin temellerini, kapatma tehdidiyle, cumhuriyet kuran, Lozan’ı imzalayan partiye; CHP’ye yıktırmaya çalışıyorlar Hüseyin Bey! Asıl siz bunu anlamıyor musunuz?
Arslan BULUT(Yeniçağ)
