Mustafa BALBAY


Öcalan’ı affet... İmamoğlu’nu mahvet!.

Öcalan’ı affet... İmamoğlu’nu mahvet!.


 

Dün sabah saatlerinde bir süredir kulislerde konuşulan netleşti:

 

 

PKK kongresini 5-7 Mayıs tarihleri arasında topladı!

 

Ayrıntıların daha sonra duyurulacağı ifade edildi. Açıklamadaki son cümle Öcalan’ın fiziki özgürlüğü için mücadelenin yükseltileceği yönündeydi. Ardından sekiz maddelik DEM Parti Merkez Yürütme Kurulu’nun bildirisi geldi. Bildiri PKK kongresinde alınan kararlara ilişkin ipucu veriyordu.

 

Öncelikle şunun altını çizelim; PKK Devlet Bahçeli’yi bir günlük gecikmeyle dinledi! 4 Mayıs’ta değil ama 5 Mayıs’ta kongreyi topladı. Devamını dinleyecek mi? Yani konu Bahçeli’nin dediği gibi şu 4 kelimeden mi ibaret:

 

Örgüt feshedilecek, silahlar gömülecek!

 

Bize göre bu 4 madde adı konmayan yeni dönemin kapağı. İçinde ne var? Açıklanmıyor!

 

***

 

Kongre kararlarının açıklanmasındaki gecikmenin nedeni şu:

 

PKK, attığı ilk adımın karşılığında hukuksal, sosyal bir dizi adımlar atılmasını istiyor. İktidar ise yazılı bir metinle pazarlık var havasının oluşmasını istemiyor.

 

PKK, “Daha önce de benzer sözler verildi ama tutulmadı, bu kez her şey yazılı olmalı” değerlendirmesinde... İktidar, “Sözümüz senettir, aldığınız bu karardan dolayı pişmanlık duymayacağınız bir dönem geliyor” diyor!

 

Dün bütün gün bu ikilemin netleştirilmeye çalışıldığını söyleyebiliriz.

 

Natro ile İşletmeniz için Kurumsal Mail Adresine Sahip Olun

50 GB Depolama Alanı ile 600.000'den Fazla İletiyi Natro XMail Kurumsal ile Saklayın.

Natro

PKK, Öcalan’ın Türkiye’ye getirilmesinden sonra 4 Nisan 2002’de PKK adıyla faaliyet yürütmeyi durdurduğunu açıkladı, KADEK (Kürdistan Özgürlük ve Demokrasi Kongresi) kuruldu. 2003’te KADEK feshedildi, KongraGel (Kürdistan Halk Kongresi) kuruldu. 2007’de de bunun yerine KCK (Kürdistan Topluluklar Birliği) kuruldu. Sonra yeniden PKK öne çıktı. 2013 açılım süreci hendek savaşlarıyla sonuçlandı.

 

Geldik bugüne... AKP’deki hesap şu:

 

En güçlü rakip İmamoğlu’nu hapse atıp kenara çekmek, CHP’yi içine dönük tutmak, DEM Parti’yi anayasal değişiklik süreciyle Cumhur’a çekmek, anayasa değişikliğine yeniden seçilme dahil, DEM isteklerini koymak, yeni seçimin zeminini oluşturmak...

 

DEM Parti MYK bildirisinde özgür siyaset, demokratik anayasa, onurlu barış... Her şey var. Anlıyoruz ki masada bunlar konuşulmuş, konuşulacak! Bütün bunlar mevcut anayasaya uymayan bir anlayışla nasıl yapılacak?

 

O zaman amaç sadece iki partinin varlığını sürdürme dayanışmasına mı dönecek? Böyle bir durum ne kadar sürdürülebilir?

 

***

 

AKP-MHP’nin DEM Parti aracılığıyla başlattığı bu sürecin ayrılmaz parçası şu:

 

CHP’yi iktidar seçeneği olmaktan çıkarmak!

 

AKP’nin önce partim sonra ülkem ilkesinin klasik bir görünümü!

 

CHP’yi seçenek olmaktan çıkarmanın başlıca yolu da İmamoğlu’nu “unutturmak”! Kimi Anadolu illerinde CHP’li belediye başkanlarına AKP yöneticileri tarafından şu “önerinin” gittiğini duyuyoruz:

 

 

“Başkan sana dokunmayacağız. İşini yap. Yardımcı da oluruz. Ama tek şartımız var, İmamoğlu’nu unutun!”

 

Murat Kurum’un İstanbul’un tüm belediye başkanları ile yaptığı toplantı elbette güzel ama haberi duyunca aklımıza bu geldi.

 

İmamoğlu’nun kendisini tutukladılar, diplomasını tutukladılar, sosyal medya hesabına yurtiçinden giriş yasağı koydular.

 

Bu durumda siyasetteki yeni dengeyi şöyle özetlemek gerek:

 

Öcalan’ı affet, İmamoğlu’nu mahvet!

 

İktidarın kurduğu dengeye karşılık CHP’ninki şu olabilir: İmamoğlu’nun özgürlüğü Türkiye’nin özgürlüğüne bağlı, Türkiye’nin özgürlüğü, İmamoğlu’nun esareti göze alıp örgütlediği cesareti yükseltmeye bağlı!

 

AKP-MHP’nin dayattığından başka bir Türkiye mümkün!