Osman DOST


Şaibesiz Seçim İçin Parmak Boyası Şart

Şaibesiz Seçim İçin Parmak Boyası Şart


 

Türkiye, çok partili hayata geçtiği 1950 yılından bu yana sayısız genel ve yerel seçim gerçekleştirdi. Bu süreçte farklı siyasi partiler iktidara geldi, bazıları seçim kaybetti, bazıları ise siyaset sahnesinden tamamen silindi. Ancak uzun yıllar boyunca seçim sonuçlarına dair “oylar çalındı”, “sahte oy kullanıldı” ya da “seçim hilesi yapıldı” gibi iddialar toplumda ciddi bir karşılık bulmadı. Seçimlerin meşruiyeti büyük ölçüde tartışma konusu edilmedi.

 

Zamanla seçmen sayısının artması, nüfus hareketliliği ve kayıt sistemlerindeki aksaklıklar, mükerrer oy kullanımı ihtimalini gündeme getirdi. Bu şüpheleri ortadan kaldırmak amacıyla geçmişte parmak boyası uygulamasına geçildi. Oldukça basit ama etkili olan bu yöntem, bir kişinin birden fazla oy kullanmasının önüne geçerek kamuoyunun içini rahatlatmıştı. Parmak boyası, seçim güvenliğinin sembollerinden biri hâline gelmişti.

 

Ne var ki son yıllarda sahte seçmen, taşınan seçmen ve mükerrer oy iddiaları yeniden artmaya başladı. Seçim sonuçlarının ardından yapılan itirazlar, toplumda “helal oy” tartışmalarını da beraberinde getirdi. Seçimlerin adil ve şeffaf olduğuna dair güven zedelendikçe, demokrasinin temel dayanağı olan sandığa olan inanç da sarsılıyor. Oysa demokrasilerde asıl olan, kazananın da kaybedenin de sonucu içselleştirebilmesidir.

 

Bu noktada parmak boyası uygulamasının yeniden zorunlu hâle getirilmesi ciddi şekilde değerlendirilmelidir. Teknolojik gelişmeler elbette önemlidir; ancak teknolojiye duyulan güven, toplumsal güvenin önüne geçmemelidir. Seçmen için önemli olan, oyunun gerçekten tek ve geçerli olduğundan emin olmaktır. Parmak boyası, hem caydırıcı hem de denetimi kolay bir yöntem olarak bu güveni yeniden tesis edebilir.

 

Öte yandan yalnızca parmak boyası yeterli değildir. Seçim kararı alınmadan önce parlamentonun bu konuya eğilmesi, seçmen listelerinin güncellenmesi ve denetlenebilir hâle getirilmesi büyük önem taşımaktadır. Vefat eden vatandaşların listelerden düşülmesi, adres değişikliklerinin doğru şekilde yansıtılması ve seçmen kütüklerinin şeffaf biçimde kamuoyuna sunulması gerekmektedir.

 

Unutulmamalıdır ki seçimlerin şaibeden uzak olması, yalnızca bir siyasi partinin değil, tüm toplumun ortak menfaatidir. Sandığa gölge düşüren her tartışma, demokrasiyi zayıflatır. Bu nedenle alınacak her önlem, “kime yarar” sorusuyla değil, “demokrasiye ne kazandırır” anlayışıyla değerlendirilmelidir. Şaibesiz bir seçim için parmak boyası, bugün yeniden güçlü bir ihtiyaç olarak karşımızda durmaktadır.