Suriye Devlet Başkanı Şara’nın Moskova’ya gidişi, İsrail’le Türkiye arasındaki bu ülkenin nasıl bir geleceğe evrileceğine ilişkin soru işaretlerini biraz daha artırdı.
Putin-Şara görüşmesinden çıkan sonuç şöyle özetlenebilir: Şara, geçmiş dönemde Rusya ile Suriye arasında yapılan anlaşmaların tümünün geçerliliğini koruduğunu açıkladı.
Bu cümle iki ülke arasında geçmişteki derin bağların bugünün gerçekleriyle yeniden şekillenebileceğini gösteriyor.
Rusya ile Suriye yarım asrı bulan Soğuk Savaş döneminde stratejik ilişki içindeydi. Bu, savunmadan eğitime her alanı kapsıyordu. Bugün bile 5 bine yakın Suriyeli genç Moskova’da eğitim görüyor.
Sonuç olarak Rusya’nın Lazkiye ve Tartus’taki üslerinin yeniden işlevsel hale geldiğini duyacağımız günlerin yakın olduğu anlaşılıyor. Rusya’nın yeniden denklemde olması ABD-İsrail hattına karşı başka bir fay dalı olabilir. Bu Türkiye açısından faydalı mı olur, fay dalı mı olur, bakış ve kullanma becerisine bağlı.
***
Suriye, bugün İsrail açısından her türlü kullanıma açık bir ülke haline geldi. Bunda önemli etken, AKP iktidarının tutumu oldu.
2008-2010 sürecinde Suriye ile Türkiye ortak bakanlar kurulu toplarken 2011’de nasıl oldu da Ankara’dan şu ses yükseldi:
e-Faturalı Ön Muhasebe Programı70.000'den Fazla Mikro İşletmenin e-Fatura ve Ön Muhasebe TercihiLogo İşbaşı
- Esed rejimini devireceğiz!
Böyle bir dönüş ancak Büyük Ortadoğu Projesi’nin (BOP) eşbaşkanı olarak yapılabilir!
Bu dönüş oldu diyelim... Yolun devamında Suriye merkezi yönetimi zayıfladıkça İsrail’in bu ülkeye karşı işgal girişimleri arttı. Esad rejiminin halkının üzerine ateş açan, diktatör tutumuna karşı BOP politikalarının benimsenmesi her bakımdan anlatımı kolay olmayan bir ikilemdi.
Suriye’nin kuzeyinde ayrı bir oluşumun Şam’a kafa tutacak kadar büyümesinde de aslan payı Türkiye’nin! 2012-2014 yıllarındaki eğitdonat başta olmak üzere pek çok bölgesel projenin destekçisi olan Ankara bugün ortaya çıkan tabloya çare arıyor! O günlerde kırmızı halıyla karşılananlar için bugün neredeyse kırmızı bülten çıkarılacak!
Bugünkü tablo ne?
Kuzeydeki askeri güç Şara’nın kontrolünde oluşan güçten fazla. Bunu sağlayan temel etken ABD. Üstelik bu gücün eğitimini de üstlendi. Burada merkezden ayrık bir yapının oluşma durumu Öcalan’ı da heyecanlandırıyor olmalı. Öyle anlaşılıyor ki Öcalan içinden geçtiğimiz günlerde önceliği Suriye’deki gelişmelere verdi!
Suriye’de oluşacak yeni bir modelin ABD-İsrailAB hattının bastırmasıyla Türkiye’den de istenebilecek olması DEM Parti’ye de özgüven vermiş görünüyor!
***
Yazıya başlık yaptığımız “Suriye denklemi”nin Türkiye’den İsrail’e, ABD’den Rusya’ya kadar daralıp genişleyen çemberler çizerek daha da bilinmeyenli hale geleceği görülüyor.
İktidar en azından bu aşamadan sonra hata yapmamak için bugüne kadar yaptığı hatalarla yüzleşmeli. Kamuoyu önünde olmasa bile kapalı kapılar ardında her şeyi masaya koyup hangi adımın neye mal olduğunu görüp maddeleştirmeli.
Bunu yapabilirse şunu görecek:
Başkalarının planlarının parçası olmak Türkiye’ye iyi gelmiyor!
Bu noktaya gelebilirse gerisi nispeten daha kolay. Böyle bir durumda bölgedeki tüm ülkelerle aracısız görüşmenin kaçınılmazlığı öne çıkar.
Türkiye’nin bölgesinde huzuru, adı üstünde bölgesine egemen olmasından geçiyor.
Bölge ülkelerinin temsilcilerini New York’ta Trump buluşturmamalı.
Trump’ın ipiyle değil kuyuya ikinci kattan zemine bile inilmez!