Konuk YAZAR


Trump, Erdoğan’a neden “büyük bir kredi” veriyor?

Trump, Erdoğan’a neden “büyük bir kredi” veriyor?


 

ABD Başkanı Trump, Netanyahu ile Florida’daki görüşmesi öncesinde ve sonrasında basın mensuplarının gündeme ilişkin sorularını cevaplandırdı.

 

Trump, “Şunu da unutmayın: Suriye’deki çok kötü bir yöneticinin ortadan kaldırılmasına büyük ölçüde yardım eden Cumhurbaşkanı Erdoğan’dı ve bunun için hiçbir zaman övgü istemedi ama gerçekten çok büyük bir payı var. Bibi de buna katılıyor. Ben de katılıyorum. Cumhurbaşkanı Erdoğan yaptıkları için ciddi anlamda takdiri hak ediyor. Çok kötü bazı insanları ortadan kaldırdı. Biliyorsunuz, bunu Suriye’de bin yıldır, isimler değişse de, bin yıldır yapmak istiyorlardı. Cumhurbaşkanı Erdoğan bunu yaptı. Biz de ona büyük bir kredi veriyoruz; ben şahsen çok büyük bir kredi veriyorum. Ama bence Suriye ile İsrail arasında işler yoluna girecek.” dedi.

 

İsrail’in İran’a yönelik olası bir saldırısını destekleyip desteklemeyeceği yönündeki soruya da cevap veren ABD Başkanı, “Eğer füzeleri yapmaya devam ederlerse evet izin veririm.” derken İran’ın nükleer silah yapımına dönmesi halinde “hemen saldırı yapabileceklerini” vurguladı.

 

***

 

Trump, görüşmenin ardından da basın mensuplarıyla bir araya geldi. Türkiye ile İsrail arasında bir çatışma olasılığı olup olmadığı yönündeki bir soruya Trump, “Cumhurbaşkanı (Recep Tayyip) Erdoğan’ı çok iyi tanıyorum, kendisi benim çok iyi bir dostum. Ona saygı duyuyorum. Bibi (İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu) de ona saygı duyuyor. Aralarında bir sorun çıkmayacak. Bir sorun yaşamayacağız.” değerlendirmesini yaptı.

 

ABD Başkanı, Türkiye’ye F-35 savaş uçaklarının satılması konusunda ne düşündüğü konusunda ise “Bunu çok ciddi şekilde değerlendiriyoruz. Onlar bunu asla İsrail’e karşı kullanmayacak, söz veriyorum.” ifadesini kullandı.

 

Şara’nın Suriye’de şu ana kadar çok iyi bir iş çıkardığını ve terör örgütü DEAŞ ile mücadelede de önemli adımlar attığını kaydeden ABD Başkanı, bu süreçte Şara’ya güvendiğini belirtti.

 

İsrail’in Suriye ile iyi geçinmesi konusunda elinden geleni yapacağını ve “bunu sağlayacağını” kaydeden Trump, “Suriye konusunda Bibi ile ortak bir anlayışa sahibiz.” diye konuştu.

 

***

 

Trump, Türkiye-İsrail ilişkilerinin kötüye gideceğinden zerrece endişe etmiyor, Netanyahu’ya bu konuda güvence de veriyor...

 

Trump zaten, 2025’in Nisan ayında da Beyaz Saray'da Netanyahu'yu ağırlamış ve İsrail gazetesi Haaretz'den bir muhabirin sorusu üzerine, "Erdoğan adında bir adamla harika ilişkilerim var. Bu ismi duydunuz mu? Ben onu seviyorum, o da beni seviyor. Hiçbir zaman da sorunumuz olmadı. Birçok şey yaşadık ama hiçbir zaman sorunumuz olmadı. Hatırlayacağınız üzere rahibi de geri aldık Türkiye'den. Hatırlıyor musunuz? O dönem bu çok büyük bir işti. Az önce Başbakan'a da söyledim. 'Bibi, Türkiye ile bir problemin varsa bunu çözebileceğimi düşünüyorum gerçekten. Türkiye'yle ve lideriyle çok, çok iyi bir ilişkim var. Birlikte çözebileceğimizi düşünüyorum' dedim... Erdoğan’ı tebrik ettim, kimsenin iki bin yıl boyunca yapmayı başaramadığını başardığını söyledim.” demişti.

 

***

 

Görüldüğü gibi Trump sekiz ay önce “Erdoğan, iki bin yıldan beri kimsenin yapamadığın yaptı” derken, sekiz ay sonra bu süreyi “bin yıldır”a çevirdi! Oysa Suriye, 900’lü yıllardan 1918’e kadar yani bin yıl, hep Türklerin elindeydi. Ondan öncesi de var. Reşideddin tarihine göre 2700 yıl önce Oğuz Kağan, Suriye’yi Türk toprağı haline getirmişti... Bu durumda Trump, ne söylemiş oluyor?

 

Erdoğan, Suriye’yi birinden aldıysa kime teslim etti?

 

Ayrıca Trump neden ikide bir Erdoğan’ı sevdiğini, onun da kendisini sevdiğini söylemek ihtiyacı hissediyor ve Erdoğan ile Netanyahu arasında bir sorun çıkmayacağından nasıl bu kadar emin olabiliyor? Erdoğan’a neden “büyük bir kredi” veriyor? Tom Barrack’ın, “Trump, Erdoğan’a meşruiyet veriyor” sözü yanlış mı anlaşıldı? Trump, Şara’ya neden güveniyor?

 

Soruların cevabı Trump’ın sözleri içinde var ama anlamak isteyen için... Trump, Erdoğan’ı çok iyi tanıdığını söylüyor ya...

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Arslan BULUT(Yeniçağ)