Osman DOST

Tarih: 03.12.2024 13:59

TÜKETTİĞİZ GIDA ÜRÜNLERİ SAĞLIKLI MI?

Facebook Twitter Linked-in

 

Son yıllarda ülkemizde birçok konuda işler ters gitmeye başladı. Yanlışlar ve hatalar peş peşe geliyor. Özellikle son 10-15 yıldır hiçbir şeyin tam anlamıyla doğru yapıldığına şahit olmuyoruz. Bu durum, yalnızca ülke içindeki sorunlarla sınırlı değil; dış ilişkilerde de benzer bir tablo karşımıza çıkıyor.

 

Bir dönem, güney komşumuz Suriye ile karşılıklı dostane ilişkilerimiz vardı. Pasaportsuz seyahatler dahi mümkün hale gelmişti. Ancak zamanla, bu dostluk yerini çatışmalı bir döneme bıraktı. Şu anda sınır komşumuz Suriye’den çok Rusya, Amerika ve terör örgütleriyle (YPG-PYD=PKK) ilişkiler gündemde. Hatta zaman zaman müttefikimiz ABD ile bile karşı karşıya geldik. Bu gerilimlerden biri de Rusya ile yaşandı. Bir Rus savaş uçağını düşürmemiz, iki ülke arasında diplomatik ve ticari ilişkilerde önemli bir krize yol açtı.

 

Bu olayların ardından ihracatımız ciddi oranda azaldı. Rusya, başta domates, salatalık, kabak, patlıcan gibi ürünler olmak üzere birçok sebze ve meyve ithalatını durdurdu. Dahası, ihraç edilen ürünlerde normalin çok üzerinde kanserojen madde bulunduğu gerekçesiyle ürünler geri çevrildi. Benzer durum, Almanya, Fransa, İtalya gibi Avrupa ülkeleri ve Körfez ülkeleri için de yaşandı. İade edilen ürünlerin bir kısmının iç pazarda tüketildiği iddiaları, halkımızda büyük bir tedirginlik yarattı.

 

Son yıllarda kanser vakalarının artması ve doğurganlık oranlarının hızla düşmesi üzerine vatandaşlarımız, "Acaba dış pazardan dönen kanserojen ürünler bize mi yediriliyor?" sorusunu sormaya başladı. Bu tür şüpheler, haklı olarak toplumda endişeye neden oluyor.

 

Aslında benzer bir durum, 1980’lerde yaşanmıştı. O dönemde Türkiye, Almanya’da düzenlenen "Grüne Woche" fuarına görkemli bir şekilde katılmıştı. Fuarda, başta Türk çayı olmak üzere tarım ürünlerimizde yüksek oranda kanserojen madde tespit edildiği haberleri, Almanya’nın yüksek trajlı gazetelerinde yer almıştı. Dönemin Tarım Bakanı bu iddiaları "abartılı" olarak nitelendirmiş ve demli çayını yudumlamıştı. Ancak o yıllardan bu yana halkımız, özellikle Çernobil faciasının etkileri nedeniyle kanser vakalarındaki artış ve doğurganlık oranlarındaki hızlı düşüşü sorguluyor.

 

Tüm bu yaşananlar, yetkililerin gıda güvenliği konusunda daha sıkı kontroller yapması gerektiğini gösteriyor. Halkımızın sağlığı için tarım ve gıda sektöründeki denetimler artırılmalı, uluslararası standartlara uygun üretim teşvik edilmelidir.


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —