Konuk YAZAR

Tarih: 18.11.2024 00:07

Türk Kürt federasyonu için Türk'süz yeni anayasa

Facebook Twitter Linked-in

 

 

Cumhur İttifakı'nın bugün ortaya çıkardığı ‘Yine Yeniden Çözüm Sürecini’; AKP'nin, PKK ile kalkıştığı 1. Çözüm Süreci’ni tüm yönleriyle ve tam olarak değerlendirip tartışmadıkça ne anlayabilir ne de açıklayabiliriz.

 

Bu yüzden, bugün yeni anayasa tartışmaları ile beraber gündeme sokulan yine yeniden çözüm sürecinin geçmişini çok iyi bilip anlamalıyız.

 

Bunun için, 1. Çözüm Sürecinde AKP'nin hevesinin kursağında kaldığı anayasa değişikliği hedefine ilişkin çalışmalara bakmalıyız!

 

06.07.2011 tarihinde, 1. Çözüm Sürecinde, teröristbaşı Öcalan'ın avukatları ile yaptığı görüşmesinde:

 

"Üzerinde uzlaştığımız önemli diğer bir husus da Anayasa Konseyi'nin kurulması. Anayasa Konseyi, anayasa yapım çalışmalarını yürütecek. Anayasa Konseyi, 'Anayasa Meclisi' şeklinde ayrı bir meclis olmayacak, klasik meclis şeklinde algılanmamalıdır. Anayasa Konseyi, yeni anayasa yapımı çalışmalarını yürütecek bir konsey. Bu konseyin içinde BDP de yer alıp anayasa çalışmalarını yürütecek. BDP de anayasa yapım çalışmalarında yer alacak ve bu çalışmaları yürütecek. Bu konseyin yaklaşık 130 üyesi olacak. Tahminen BDP'nin de bu konseyde 25-30 üyesi olacaktır." diyordu...

 

Yani, 1. Çözüm Sürecinde yeni anayasa için AKP'nin PKK ile birlikte kuracağı komisyonun yaklaşık beşte biri, PKK-AKP Çözüm Sürecinde Öcalan'ı temsilen o dönemde BDP olacaktı. 1. Çözüm Sürecinde BDP olarak tanıdığımız siyasi hareket, daha sonra adını HDP olarak değiştirirken bugün DEM Parti adıyla varlığını devam ettirmektedir.

 

O yıllarda HDP olarak, AK Parti ile birlikte, 2 yıl Anayasa çalışması yaptıklarını bizzat eski milletvekili Altan Tan açıklamıştır.

 

1. Çözüm Sürecinde üzerinde çalışılan Anayasa'da, "eşit vatandaşlık esas alınacak, etnik topluluklar anayasada kimlik olarak tanınacak; yani etnik anadiller, millî ve yerel resmi dil olacak; kamu hizmetlerinde Arapça, Kürtçe ve diğerleri çoklu resmî dil olacak; yapılacak seçimlerde Meclis ve belediyeler etnik topluluklara göre oluşturulacak; parlamento ve belediyeler çok milliyetli yapıda" olacaktı.

 

Tabii ki bunu sağlamak için de önce Anayasa'dan Türklük tanımı kaldırılacak!

 

Cumhurbaşkanlığı döneminde Turgut Özal'ın, "Bir Türk-Kürt Federasyonu kurma fikrini" ortaya atmasının sonrasında kimi bölücü kaynaklara göre, bugün AKP tarafından hazırlanmış yeni projeye göre, Türkiye'nin Orta Doğu'da; Doğu, Batı ve Güney, Kuzey Kürtleriyle ittifak kuracağı konuşuluyor.

 

Projenin adının gerçekte bir federasyon olduğu ise önümüzdeki günlerde ortaya çıkacak!

 

Tabii ki, bu projenin başarısı için öncelikle Yeni Anayasa hedefinin gerçekleştirilmesi gerekiyor ki, Cumhur İttifakı'nın bir diğer ortağı HÜDAPAR'ın da, "Eşit Yurttaşlık, çoklu resmi dil ile din ve vicdan hürriyeti zengini" başlıklarıyla Yeni Anayasa istemini dile getirdiği bugünlerde, Sağlık Bakanlığı’nın reçete yazma sistemine Arapça dil seçeneğini getirmesi, yapılacak Anayasa değişikliğinde, devletin resmî dilinin çok dilli hâle getirilmesine dönük ilk adım olarak çoktan atılmış durumda.

 

Geriye dönüp baktığımızda, BOP planı için 'Bir Türk-Kürt Federasyonu' için, Türksüz Yeni Anayasa sürecinin 'Din ve vicdan hürriyeti zengini, Eşit Yurttaşlık, çoklu resmi dil' başlıklarıyla şekillendirileceği apaçık görünüyor.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Adem TAŞKAYA(Yeniçağ)


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —