Konuk YAZAR

Tarih: 10.01.2025 00:28

Türkleri kıyamete zorlamak!

Facebook Twitter Linked-in

 

 

Prof. Dr. Necmettin Erbakan ile 2003 yılının Şubat ayında bir röportaj yapmış ve Yeniçağ’da yayınlamıştım. Erbakan o sohbetimizde İsrail’in hedefleri üzerinde durmuştu:

 

- Amerika'da Genç Hıristiyanlar, Yeni Hıristiyanlar mezhebi var... Bu tarikat 100 seneye yakın bir zamandan beridir, faaliyette bulunuyor. Ve şu anda 40 milyon mensubu var, 40 bin tane papaz bunun için çalışıyor. 7 tane ilahiyat fakültesi, 50 tane televizyonu var... Yoğun bir çalışmayla, Amerika'da insanları belli bir inanca getiriyorlar. Bu inancın temelinde İsrail ile işbirliği yatıyor. Bunları asıl yürüten İsraillilerdir. Çünkü Amerika, İsrail'e istediği parayı vermiyor. Ama "İyi bir Hiristiyan olmak için kiliseme para ver" derseniz veriyor. Nitekim aralarına karışan Amerikalı bir hanım yazar, (Grace Hallsell) bunu kitap haline getirdi. O kitabı okuduğu zaman insan gerçekleri görüyor.

 

- "Tanrıyı Kadere Zorlamak" kitabın adı... Yani onun manası şu, Hıristiyanlar, İsa Aleyhisselam tekrar yeryüzüne gelecek diye bekliyor. Siyonistler ise başka bir Mesih bekliyor. Sırf Hıristiyanları kendi maksatlarına yönelik kullanabilmek için, "Bizim beklediğimiz de aynı, İsa Aleyhisselamdır" diyorlar. Takıyye yapıyorlar. "Ancak bizim dinimize göre, bunun yeryüzüne gelmesi için ön şartların yerine gelmesi lazım. Bu ön şartlar bildirilmiş. Bunun için İsrail kurulacak" diyorlar... Bu tabii asırlardan biri söyledikleri bir sözdür. "Ve Arz-ı Mevud'a sahip olacağız. Süleyman Mabedi'ni yeniden yapacağız. Cenab-ı Hakk'ın asıl kulları biziz. Diğer kullar bize köle olarak yaratılmıştır" diyorlar. Bu inancı yürütmek için ellerinden gelen her gayreti sarfederken, Hıristiyanları kendi yanlarına çekmek maksadıyla "İsa peygamberin dünyaya gelmesi için, İsrail devletini kurmamıza ve Süleyman Mabedi'nin yeniden kurmamızda bize yardım etmelisiniz" diyorlar... Çünkü 500 sene evvel İspanya'da, büyük bir hahamlar toplantısı yapıldı. "İsa Aleyhisselam'ın, (daha doğrusu onların söylediği Mesih'in), yeryüzüne gelmesi, Cenab-ı Hakk'ın takdirine mi bağlıdır, yoksa kullar olarak bizim bazı olayları hızlandırmamızla bu olay çabuklaşır mı?" sorusunu ortaya attılar ve "Bu bizim elimizdedir" kanaatine geldiler. "Biz ne kadar çabuk İsrail'de toplanırsak, ne kadar çabuk Süleyman Mabedi'ni yaparsak, kurtarıcımız o kadar çabuk yeryüzüne gelecektir. Öyleyse bunları bir an evvel gerçekleştirelim" dediler. Bu Amerikalı yazar da kitabın adını bunun için, "Tanrıyı Kadere Zorlamak" koydu.

 

***

 

Erbakan, aynı konuşmada “Sovyetlerin çökmesinden sonra, Amerika tek kuvvet olunca, İsrail bu fırsattan istifade ederek kendi meselelerini çözmek istedi. Yani ben Ortadoğu'da karşımda hiçbir güç bırakmayayım, hepsini ezeyim, böylece Ortadoğu'ya hâkim olayım. İsrail'in amacı belli... Onlar 'Arz-ı Mevud'u, yani Büyük İsrail idealini kendilerine din yapmışlar. Dinleri budur. Bu hususta Amerika'yı kullanmak istediler. Bunun için organizasyonları var. Ve böylece "Hazır tek kuvvet haline gelmişken Ortadoğu'da karşımızdaki tüm kuvvetleri ezelim" dediler. Bunun sonucunda ise Türkiye'nin parçalanmasına kadar plan ve programlar var. Kıbrıs yine onlara verilecek, Güneydoğu parçalanacak. Pontus kurulacak, tıpkı Sevr'de olduğu gibi, Karadeniz Yunanlılara verilecek. İstanbul, Bizans olarak başka bir siyasi anlam kazanacak, bir devlet gibi olacak. Planları bu malum... İzmir Yunanlılara verilecek, kalanlar da Asya'ya sürülecek. Her zaman ifade ettikleri planları budur. Bu plan mucibince bir yandan İran, Irak, Suudi Arabistan, Mısır ezilirken, diğer yandan da Türkiye'nin ezilmesi hedef alınmıştır. Bu şartlar tabii Türkiye'yi son derece sıkıştırıp bunaltmaktadır. Buna karşı çok güçlü olmak, bizim milli görüş dediğimiz zihniyete gerçekten sahip olmak, milli görüşün hidayetine, ferasetine ve dirayetine sahip olmak lazım ki o zaman o şartlarda milli menfaatler korunabilsin.” demişti.

 

***

 

Bugün Türkiye’de yapılan ise Türkleri kıyamete zorlamak! PKK terör örgütünün ağırlaştırılmış müebbet hapse mahkûm edilmiş başıyla işbirliği yaparak, Türklere “yeni anayasa, yeni kimlik” kısacası kefen biçiyorlar. Bugüne kadar uyguladıkları ekonomik, sosyal ve siyasi çökertme politikaları ile Türkleri çaresiz bırakmaya çalıştılar. Şimdi “yeni paradigma” diyerek işbirlikçileriyle birlikte “yeni kimlik, yeni devlet” oluşturmak için, “barış kardeşlik” edebiyatıyla Sevr’i yeniden dayatıyorlar. Türkleri parçalayarak ve partilerini ele geçirerek uyuttuklarını zannediyorlar ama Türkleri kıyamete zorladıklarının farkında değiller.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Arslan BULUT(Yeniçağ)


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —