TBMM’deki gizli oturum, öncesi ve sonrasıyla siyasetin ne kadar ufuksuz olduğunu, daha doğru anlatımla sadece kendi çevresini seçebilecek kadar körleştiğini gözler önüne serdi.
İktidar varlığını sürdürmeyi ülkenin beka sorunu haline getirme arayışında! Erdoğan, MÖ 1312 yılında, yani günümüzden 3336 yıl önce indirilmiş olan Tevrat’ta yer alan “vaat edilmiş topraklar” tanımını Türkiye için yeni bir tehdit olarak öne çıkarıp gündemin birinci sırasına sokmayı başardı!
Başkentte devletin güvenlik katlarında Türkiye’yi tehdit eden ülkeler, unsurlar, gelişmelerle ilgili değerlendirmeler olur. Yerine göre raporlar hazırlanır karşı stratejiler üretilir. Bu tür bilgilerden haberdar olabilecek kişilere sorduk. İçeriğini bilmesek bile en azından böyle bir yaklaşım var mı diye. Şu yanıtı aldık:
- Son 25 yılda bu yönde, İsrail’in Türkiye için tehdit oluşturduğuna dair hiçbir değerlendirme olmadı!
İsrail, Türkiye’nin aleyhine, kendi lehine olduğunu düşündüğü kimi gelişmelerde Türkiye’nin karşısında yer almış olabilir ama doğrudan, Erdoğan’ın ilan ettiği korkuya benzer bir tehdit olmadığı bilgisi var.
***
Özel’in kapalı oturum sonrası yaptığı, “Hiçbir yeni bilgi yoktu” açıklaması da yukarıdaki durumu doğruluyor.
Türkiye’ye yönelik doğrudan tehdit olup olmadığı bir yana, yaşadığımız durum zaten Türkiye’nin aleyhine sonuçlar veriyor.
Bunun da tek sorumlusu var; iktidar!
AKP, işbaşına gelirken Türkiye’nin önüne bir hedef koymuştu:
Yemek kartı tercih eden patronlar mutlu!
Yemek Kartı ile Gelir Vergisi ve KDV Tasarrufu Hem Markette Hem Restoranda Geçerli
Ticket Restaurant Yemek Kartı
“Türkiye’yi AB’ye sokacağız!”
Gelinen noktada yaptığı şu:
Ortadoğu’yu Türkiye’ye soktu!
İşte en sıcak haber:
İsrail’in Lübnan saldırısından sonra 400 bin kişi ülkeyi terk etti, Suriye’ye sığındı.
Soralım:
Göç dalgası devam ederse kuzeye doğru gittikçe nereye varacaklar?
Haritaya bakınca gayet kolay anlaşılacağı gibi Türkiye’ye!
Afganistan, İran, Irak, Suriye derken Lübnan eksik kalmıştı. Bunun da yolda olduğu görülüyor. 7 Ekim 2023’te başlayan saldırıların ardından ABD Dışişleri Bakanı Blinken’ın bölgeye yaptığı gezi sonrasında Türkiye’ye şunu önerdiği duyulmuştu:
“Gazze’den 500 bin Filistinliyi siz alın... Maddi katkı yaparız!”
Bunun Türkçesi şu:
“Ne kadar para istiyorsanız verelim, biraz da Filistinli alın!”
Aslında Saray’ın aklına yatmıştı ama “Filistin toprakları terk edilmiş oldu” cümlesinin aleyhte olduğunu düşündüler!
***
Gelinen noktada İsrail’in Türkiye’ye doğrudan tehdidi yok ama iktidarın izlediği politika çok tehlikeli. İsrail basını Türkiye’deki gelişmeleri yorumsuz haber yapmakla yetiniyor. Birileri çok istiyor ama İsrail’de “Bize vaat edilen topraklar” diye başlayıp Türkiye’nin adının geçtiği güncel bir metin yok!
Buna karşın AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan dünkü grup toplantısında İsrail söylemini devam ettireceğini gösterdi.
Özel’in izlediği politika ise zikzaklı. Önce “Durum ciddi ise kapalı oturum yapalım” dedi. Sonra “Hiçbir yeni bilgi yok” dedi. AKP’ye endeksli açıklamalar yapmak yerine parça parça söylediği gerçekleri derli toplu bir stratejik bakış olarak sunabilirdi. Ne yazık ki kendisini tartışmanın ortasına koyan açıklamalar öne çıktı. Eleştirilere, “Kaybedersem ben kaybederim” yanıtını verdi.
Hayır... CHP genel başkanlığı şahsi koltuğunuz değil sevgili Özel.
AKP çökerken altında kalmayın! O zaman hepimiz kalmış oluruz!
AKP’ye en sert yanıtı verirken bile AKP’nin parçası olursunuz!
AKP’nin kapsama alanından çıkıp Türkiye’ye yeni bir ufuk sunun!