Murat AĞIREL


Yedigöller’in ‘altında’ ölüm var

Yedigöller’in ‘altında’ ölüm var


 

“Bolununsesi” gazetesinde yer alan haberde, Yedigöller Milli Parkı’na yalnızca 7-8 kilometre mesafede bulunan Değirmenbeli, Merkeşler ve Afşar köyleri mevkisinde, 880 hektarlık bir alanda altın ve değerli metal arama faaliyeti için başvuru yapıldığı ve bu başvurunun kabul edildiği belirtiliyordu.

 

“Olmaz” dedim kendi kendime.

 

“Bu cennet köşesini etkileyecek bir madene izin verilmiş olamaz.”

 

Ama gerçekler ne yazık ki başka bir şey söylüyordu.

 

MAPEG’in yayımladığı “Uygun Bulunan Arama Ruhsatı Talepleri” listesinde, 24. sırada şu bilgiler yer alıyordu:

 

İl: Bolu

 

Maden Cinsi: Altın-Bakır-Çinko-Gümüş-Kurşun

 

Ruhsat Sahibi: Oz Mining Mühendislik Taahhüt Tic. AŞ

 

Yani başvuru “uygun bulunmuştu”.

 

Firma hakkında biraz araştırma yaptım. 2 Aralık 2015’te Ankara’da kurulmuştu. Bağlantılı olduğu şirket ise Belize merkezliydi.

 

Belize mi? Nereden tanıdık bu ülkeyi?

 

Sezgin Baran Korkmaz davasından.

 

ABD’de karapara aklama suçlamasıyla yargılanan Jacob Kingston ve Lev Aslan Dermen’in, Türkiye dışında para aklamayı denedikleri ülkelerden biri Belize’ydi.

 

2012 yılında burada bir kumarhane kurmak için arazi satın almışlardı.

 

Mahkeme kayıtlarına giren itiraflar sarsıcıydı:

 

Belize savunma bakanına rüşvet verildiği, resmi askeri uçaklarla gezdirildikleri, yazışmaların ortaya çıktığı anlatıldı.

 

Sonuç mu?

 

İddialar ciddiye alındı, bakan istifa etmek zorunda kaldı. Küçük bir Karayip ülkesinde bile hesap sorulmuştu.

 

Bizde ise sorular havada asılı kalıyor. Üstelik Oz Mining’in unvanı da değişmişti: Oz Mining Mühendislik Mücevher Tasarım Kuyumculuk AŞ.

 

Yönetim kurulu da yenilenmişti.

 

İnsan sormadan edemiyor:

 

Cennet gibi bir yerin 7-8 kilometre ötesine neden böyle bir ruhsata izin verilir? Diyelim ki altın bulundu. Yemyeşil bir doğaya siyanür mü basacaksınız? Yıllanmış çam ağaçlarını bir bir kesecek misiniz?

 

Onca endemik türün, kuşun, ceylanın, kurdun ayının hayatını mahvedecek misiniz?

 

Siyanürlü toprak dağlarını Yedigöller’e mi yığacaksınız?

 

Kafayı mı yediniz siz? Böylesine bir yerin ederi olur mu? Kaç para sizin açlığınızı doyurur?

 

Erzincan İliç’te ne yaşandıysa burada da siyanürle altın aranırsa aynısının yaşanacağını biliyoruz.

 

Bu sadece bir ihtimal değil; tecrübeyle sabit.

 

Ve mesele yalnızca Abant, Yedigöller, Gölcük değil. Türkiye su ve doğa varlığı için acil eyleme geçmesi gerekiyorken birileri o varlığı yok edip paraya çevirmeye çalışıyor.

 

Yahu Eber Gölü yok oluyor.

 

Burdur Gölü son 35 yılda 13 metre çekildi.

 

Bilim insanları, ülkemizdeki yaklaşık 240 gölden 186’sının kuruduğunu, kalanların ise göl olma özelliğini kaybettiğini söylüyor.

 

Daha bu yaz Bursa, İzmir, Karabük, Kastamonu cayır cayır yandı. Buraları Türkiye’nin yeşil kuşağı. Su ve ağaç zengini dediğimiz Bursa kurudu, resmen kurudu.

 

Belki de Tarım ve Orman Bakanlığı bu videoyu, “Bir daha göremeyebilirsiniz” diye paylaştı. Kim bilir...

 

Ama bildiğimiz bir şey var: Cennet dediğimiz yerler, sessizce elimizden kayıp gidiyor.

 

Daha acısı biz bunun farkında bile değiliz. Üstelik farkında olduğumuzda da çıkaracağımız cılız sesler hiçbir işe yaramayacak.

 

Binlerce, milyonlarca yılda oluşmuş doğal varlıklarımızı para için birkaç yılda yok etmek isteyenler var.