Erdoğan’dan sonra Bahçeli de aralarında hiçbir sorun olmadığını açıkladı. 1 Ekim’de Bahçeli’nin DEM Partililerin elini sıkmasından sonraki 50 yoğun günün ardından iki lider aralarında uyuşmazlık olmadığını ilan etti.
Birbirinden çok farklıymış gibi görünen gelişmeler yan yana konduğunda, 1990’ların başında, Ortadoğu’nun Türkiye etrafındaki coğrafyası için yapılan tartışmanın canlanmakta olduğu görülüyor.
Emperyalizm hiçbir zaman amaç değiştirmez, araç değiştirir. Bu ilke dikkate alındığında ABD’nin Birinci Körfez Savaşı sürecinde gündeme getirdiği “yeniden şekillendirme” planının genişletilerek ısıtılmakta olduğu söylenebilir.
Dönemin cumhurbaşkanı Özal’ın, “Bir koyup üç alacağız”, “Federasyonu da konuşmalıyız” diye özetleyebileceğimiz açıklamalarının altında şu planın yattığı konuşulmuştu:
Türkiye’de başkanlık sistemine geçilecek, yönetim şekli federasyon olacak, Irak’ın kuzeyindeki Kürt bölgesi de Türkiye sınırları içine katılacak!
Plan o dönem, “Kürt devleti Türkiye’ye kurdurulacak” diye yorumlanmıştı.
***
Bugün ise plan şu görünüyor:
İsrail ile ABD, Suriye’yi parçalayacak. İsrail, kuzey sınırlarının güvenliğinin ancak Suriye’nin güney bölgesinin kendi sınırları içine katılmasıyla mümkün olabileceğini düşünüyor. ABD’yle bu konuda anlaştılar. Suriye’nin kuzeyinde ise Kürt devletinin kurulması için gerekli altyapı hazırlanmış durumda. Buna Türkiye’nin karşı çıkmaması için ayrı bir plan yapılacak. Irak’ın kuzeyi ile Suriye’nin kuzeyi birleştirilecek. Bölge Türkiye sınırları içinde olacak ya da bölgeyi Türkiye’nin kontrol edeceğine dair garanti verilecek.
Yemek kartı %10 KDV indirimiyle kazandırıyor!
Yemek Kartı ile Gelir Vergisi ve KDV Tasarrufu Hem Markette Hem Restoranda Geçerli
Ticket Restaurant Yemek Kartı
ABD’de başkanlar gelir gider, küresel planlar baki kalır. Genel olarak bu durum değişmez.
ABD’nin Soğuk Savaş’ın bitiminden itibaren yeniden çizdiği bölge haritası zamanla Büyük Ortadoğu Projesi’ne (BOP) dönüşmüştü. 30 yılda Libya’dan Afganistan’a ciddi, kanlı, iktidar-sınır değişiklikleri oldu.
Sıra dibimize geldi. Daha doğrusu gelmişti de sonuçları olacak hamleler gündemde.
1990’larda Özal, cumhurbaşkanı olarak tek başına karar verecek güce, yetkiye sahip değildi. Zorlayınca Genelkurmay başkanı istifa etti.
Şimdi Erdoğan bu güce sahip.
Sahip ama kullanabilir mi?
Erdoğan’la Bahçeli arasında şu konuda tam mutabakat var:
İktidarı sürdürmek!
Bu bağlamda BOP yapıcıları iktidarın sürmesi için gerekli dış desteği verebilir.
Erdoğan’ın kararını etkileyecek bir iç mekanizma yok.
Bahçeli’nin dünkü grup konuşmasındaki vatan vurgularının altında buna ilişkin ipuçları var mı?
***
1990’lı yıllarda Irak’la yaşanandan çok daha ciddi bir durumla karşı karşıyayız. O dönem ABD’nin baskısıyla Irak’ın kuzeyinde 36. paralel oluştu. Irak merkezi yönetiminin kuzeye müdahale etmemesi için “Çekiç Güç” kuruldu. Komuta merkezi Türkiye oldu. Ankara’da iktidarlar geldi gitti, “Çekiç Güç”ün görev süresi hep uzatıldı.
ABD, bölgemizde en çok Kürtlere güvendiğini çok açık ilan etti. Irak, Suriye, Türkiye, İran bütün bölgedeki Kürtlere sözümüz şu:
Kılavuzu ABD olanın yurdu kandan kurtulmaz!
Türkiye, kim ne derse desin, bölgenin en güçlü ülkesi. Türkiye’yi ikna etmeden bölgede hiçbir planın yürümeyeceğini en iyi ABD biliyor. İkna yöntemi olarak ekonomiden başlayıp iktidar vaadine kadar neleri kullanabileceğini gördük.
Gelinen noktada Saray rejiminin başlıca denetçisi olarak millet görünüyor.
Cumhur İttifakı da bundan korkuyor.
Bu denetim mekanizması nasıl işler?
Çıkış yolu burada.