Barrack, Papa XIV. Leo'nun kilise liderleri zirvesine de katıldı:
***
Kostidis'in soruları ve Barrack'ın cevapları şöyle:
KOSTİDİS: Fener’e ziyaretinizin ve Ekümenik Patrik Bartholomeos ile görüşmenizin amacı neydi?
BARRACK: Papa Hazretleri Amerika'yı ziyaret ettiğinde, Oval Ofis'te Heybeliada Ruhban Okulu'nun açılması konusu gündeme geldi. Bu, Başkan Trump için olduğu kadar, Cumhurbaşkanı Erdoğan için de büyük önem taşıyor. Biz de ilerlemeyi takip etmek ve tartışmaları hızlandırmak, kolaylaştırmak için yapabileceğimiz bir şey olup olmadığını anlamak istedik. Böylece okulun, 2026 Eylül'ünde tekrar açılması ihtimalini işaret etmeye çalıştık. Dolayısıyla, tüm dünya çapındaki patrikler ve ekümenik destekçiler, başpiskoposlar ve piskoposlarla burada bulunmak harika bir fırsattı; ben de o lütfun bir kısmını görmeyi umuyorum.
KOSTİDİS: Yunanistan-Türkiye ilişkilerine hâkim biri olarak, özellikle Doğu Akdeniz konusunda ilişkilerin iyileştirilmesi için nasıl bir yol haritası görüyorsunuz?
BARRACK: Sanırım şimdi başlıyor. Dünyada gördüğümüz şey, geçmişin pişmanlıklarını bir kenara bırakıp yeni bir paradigma yaratma konusunda yeni bir ivme. Ve bu, Yunanistan ve Türkiye ile başlamalı. Birbirine bağlı iki büyük ülkenin, yüzlerce, binlerce yıl önce yaşananlar yüzünden hâlâ kin beslemesi mantıklı değil.
Başkanımızla bu konuyu konuştuk ve "Bu iki tuğlayı yeni bir şekilde, adım adım bir araya getirmede bir harç görevi görebilir miyiz?" dedik. Zamanı geldi. Olmalı. Birbirimizle ilişkiler konusunda yeni bir bölgesel düzenleme yapılmalı. Umarım Amerika bunun gerçekleşmesi için bir köprü olabilir. Hedefimiz bu.
KOSTİDİS: İki ülke arasında Doğu Akdeniz konusunda bir tür forum oluşturulmasının etkili bir yol haritası olabileceğini düşünüyor musunuz?
BARRACK: Kesinlikle. Yüzde 100. Olmalı. Her şey iletişimle başlar. Ve iletişim, korkudan ziyade refahla beslenir. Öyleyse, iki ülkenin bir araya gelmesiyle, her iki ülke ve tüm halklar için neler yaratılabileceğini bir düşünün; Doğu Akdeniz'de yeni bir doku, birlik, refah ve çocuklar için daha iyi yaşamlar için tüm umut ve hayalleri düşünün.
KOSTİDİS: Hazar Denizi'nden Akdeniz'e bir "formül"den bahsettiniz. Bu ne anlama geliyor?
BARRACK: Başkan Trump'ın bu küresel bakış açısını benimsemesinin nedeni tarih öğrencisi olması. Baharat Yolu ve İpek Yolu, Doğu'yu Batı'ya üç veya dört farklı güzergâhtan bağlıyordu. Ve bu refah yolu boyunca medeniyetlerin harmanlanması geldi. Tekrar olabilir, ancak 1919'dan beri ulus devletler tarafından engelleniyoruz. Her ülkenin, her devletin farklı bir tür hükümet tarafından yönetilmesi fikri pek işe yaramadı. Bu yüzden, yeni bir refah tarzı yaratmak için şunu düşünün: Akdeniz'e açılan çok sayıda fosil yakıt kaynağının bulunduğu Hazar Denizi'miz var ve Yunanistan ile Türkiye buraya bir kapı. Nasıl açık olmasınlar ki? Bu siyasi müdahaleden nasıl kurtulacaksınız? Siyasi müdahaleden refahla kurtulursunuz. İşte umudumuz bu.
KOSTİDİS: Kıbrıs bu bölge için önemli mi? Bu sorunların çözümü için önemli mi?
BARRACK: Evet. Sağlıklı bir vücudun ortasında apse olamaz. Vücudun her bir parçasının iyileştirilmesi gerekir. Ve Kıbrıs da önemli bir bölge... Bu yüzden umudumuz, bunun da dahil edilmesi...
***
Barrack, bu defa, "İsrail, bölgede ulus devlet istemiyor" diye konuşmadı. Doğrudan ABD'nin bölgede ulus devlet istemediğini ve "Hazar denizimiz"den Doğu Akdeniz'e kadar bölgeyi yeniden yapılandıracaklarını söyledi. “Hazar denizi ne zaman ABD'nin denizi oldu?” diyeceksiniz ama adam böyle konuşuyor...
Barrack, aslında resmi adıyla Büyük Orta Doğu Projesi'ni, gerçekte Büyük İsrail devletinin nasıl kurulacağını açıklamış oluyor... Anlaşılan o ki, “Terörsüz Türkiye”, “Türk-Arap-Kürt federasyonu” ve “Kalkınma Yolu” projeleri de bu bölgesel düzenlemenin içinde...
Barrack, KKTC'yi de adını vermeden “sağlıklı bir vücuttaki apse” olarak gösteriyor...
***
ABD, ulus devlet olma yolunda ilerliyor, İsrail bir ulus devlet ama bölgedeki diğer devletler, kabilelere bölünsün de ABD ve İsrail’e tabi olsun isteniyor!
Hani Erdoğan ve AKP sözcüleri hep "eski Türkiye"yi eleştiriyor ya, eski Türkiye'de, böyle konuşan büyükelçinin Ankara'dan alınması istenirdi. Medya, üniversite senatoları ve üniversite gençliği ayağa kalkar ve böyle bir büyükelçinin Türkiye'de bir dakika daha kalmasına izin vermezdi...
Arslsn BULUT(Yeniçağ)
