Mustafa BALBAY


Tarım ‘şap’a otururken!

Tarım ‘şap’a otururken!


 

Uzunca bir süredir tarımdan gelen olumsuz haberler zincirine sonunda iktidarın TÜİK’İ de katıldı. Dün Cumhuriyet’in manşetten duyurduğu TÜİK verilerine göre bütün sektörlerde az çok büyüme görülürken tarımda keskin bir düşüş var.

 

Yıllık bazda yüzde 12.7 küçülme, tarımda sadece sorunların büyüdüğünü gösteriyor.

 

“Şap” bizde farklı anlamları olan, deyimlere konu olmuş bir sözcük. Son günlerde hayvanlarda büyük verim düşüklüğüne neden olan şap hastalığının yaygınlaşması hayvancılığın kronikleşmiş sorunlarının üzerine fena oturdu.

 

Türkçemizde bir de “şapa oturdu” deyimi var. İçinden çıkılması güç duruma düşen kişi için kullanılır. Deyim, Osmanlı döneminin Yemen seferlerinden geliyor. Kızıldeniz’den Yemen’e giden gemiler, su yüzeyinin bir metre kadar altında oluşan, şap adı verilen kimyasal birikimi göremeyince onun üzerinde kalıp, hareket edemez hale gelirdi. Buna, “Gemi şapa oturdu” denirdi. Zamanla günlük yaşamda da kullanılan bir deyim haline geldi. Kızıldeniz’in bir başka adı, Şap Denizi’dir.

 

Sözün özü tarımda sözcüğün tam anlamıyla şapa oturduk.

 

***

 

Şapa oturduğumuzu bugüne kadar tarım dünyasından pek çok kişi dillendirmişti. TÜİK’in açıkladığı acı gerçeğin yanında önemli market zincirlerinden Migros’un icra kurulu başkanı Ömer Özgür Tort’un şu değerlendirmeleri şapa oturmaktan öte batma tehlikesiyle karşı karşıya olduğumuzu gösteriyor:

 

 

This may be of interest to you!

superbahis093.com

 

- Üretici para kazanamıyor. Bu ülke için büyük bir tehdittir.

 

- Bu tempoda giderse Türkiye’de satacak ürün bulamayabiliriz.

 

- Antalya’da sıfır bedelle alınan bir ürünü İstanbul’a getirmenin maliyeti kiloda 21 lira!

 

Tort yıllardır dile getirilen bir sorunu 3-4 cümlede özetlemiş.

 

Tarım yazarı Ali Ekber Yıldırım geçen hafta Ekonomim’de uluslararası verilere dayalı olarak tarım ve hayvancılıkta gelinen noktaya ilişkin yazılar yazdı. Satırbaşlarını aktaralım:

 

- Türkiye’de tarımsal üretim düşüyor. Un, makarna gibi ihraç edilen tarımsal ürünlerde de ithalata dayalı bir çark işliyor.

 

- Buğday ithalatı geçen yıla oranla iki kat arttı. Arpa ithalatı üç ayda üç kat arttı. Mısırda iç tüketim 11 milyon ton, üretim 7.9 milyon ton.

 

- Sığır varlığı yüzde 4 azaldı. 14.3 milyona indi.

 

- Hayvan yemi için gerekli olan malzemenin yüzde 60’ı ithal ediliyor.

 

- Türkiye canlı hayvan ithalatında dünya ikincisi. Süt için ithal edilen hayvanlar bir dizi sorun nedeniyle kesime gidiyor.

 

Uluslararası alandan gelen haberlere göre pek çok ülke gıda ürünleri ihracatını daha sıkı tutmaya başladı. Bunun Türkçesini özetleyelim:

 

Yakın gelecekte paranız olsa bile gıda ithal edemeyebilirsiniz! İktidar bu konuları konuşurken yakında hal yasasını çıkaracağını söylüyor. Kısa bir araştırma yapıp, “İlk hal yasası çıkacak” haberi ne zaman yayımlanmış diye baktık. 2010 yılına kadar indik!

 

 

 

 

Yakında çıkacak!

 

***

 

Söz konusu verilerde çarpıcı unsurlardan biri de şu:

 

Avrupa’daki meralarda ot verimi hektarda 5.8 ton iken Türkiye’de sadece 700 kilo!

 

Böylesine ciddi bir konunun kara mizah kaldıracak hali yok ama ot bile üretemiyoruz!

 

Yeri geldikçe Türkiye’nin tarım ülkesi olduğu söylenir ama dünya buğday üretiminde ilk üç ülke çoğunlukla ABD, Çin, Rusya arasında değişir.

 

Yine bir araştırma ile noktayı koyalım. Dünyanın en stratejik ürünü nedir sorusunun yanıtını arayan bir grup uzman tezlerini yarıştırmış.

 

Sonuçta şu çıkmış:

 

Buğday!