Mustafa BALBAY

Tarih: 22.11.2025 15:42

CHP milleti dinledi...

Facebook Twitter Linked-in

 

Son birkaç gündür uzun süredir konuşamadığımız, Anadolu’nun pek çok yerinden eski-meyen dostların sesini duyduk.

 

Tümünde ortak kaygı şuydu:

 

- CHP aklıselimle hareket etmeli. Meclis’teki komisyona katılması anlatılabilir ama İmralı’ya gidiş anlatılamaz.

 

- Sorunların çözüm yeri Meclis’tir. Ancak Meclis, heyet halinde böyle bir ziyareti yapmaz, yapamaz.

 

Pek çok kesimden gelen tepkiler bu yöndeydi.

 

CHP Genel Merkezi’nde de genel hava dipten gelen dalgayla örtüşüyordu. Erdoğan, sürecin bir miktar yol almasından sonra şöyle demişti:

 

- Biz AK Parti, MHP ve DEM Parti olarak üçümüz yola çıktık!

 

Gelinen noktada üç partinin baskın istemiyle İmralı’ya gidilecek.

 

***

 

Dünden itibaren süreçte yeni bir aşamanın başladığı görülüyor. Ne olursa olsun öncelikli dileğimiz hepimizin ortak özlemi olan terörsüz Türkiye’ye bir an önce ulaşmak.

 

Düne kadar gelinen noktanın ana hatlarıyla sonuçlarını özetlemek gerekirse şunlar sıralanabilir:

 

- MHP ile DEM Parti’nin diyalog içinde olması ülke açısından iyidir. Bu diyaloğun Türkiye’nin ortak faydaları doğrultusunda devam etmesini dileriz. MHP açısından düne kadar DEM Parti’ye selam vermek terör suçuydu, şimdi onunla olmamak vatana ihanet. Bu kadar keskin dönüş denge sorunu yaratır ama olsun. Dileğimiz bunun devam etmesidir.

 

.ai

Free Registration Support - Lowest Prices

Atakdomain TR

 

- Süreç başlarken hiçbir pazarlığın olmayacağı ısrarla söylendi. Perde gerisinde ne tür istemler var sorusunu soranlara hemen, “barışı baltalamaya çalışan kötü niyetli” damgası vuruldu. Sonbahardan sonraki gelişmelere baktığımızda, “atılması gereken adımlar” diye başlayan cümleler kuruluyor. Türkiye hâlâ Bahçeli’nin kafasındakilerin en çok yüzde 25’ini biliyor.

 

- İmralı’ya heyet gitmesi çözümün de önüne geçen bir koşul haline geldi. Bize göze arabayı atın önüne koydular. Toplumsal mutabakatla adım adım ilerleyen bir süreç olsa, zaman ayarlı hale getirilmese daha farklı olabilirdi. -İktidar medyasının dün saat 14.00’ten itibaren CHP’yi topa tutmasından da anlıyoruz ki önümüzdeki dönem bu zeminde siyaset yapacaklar. “CHP katılsaydı...” diye başlayan cümleler kuracaklar. Belki de amaçlananlardan biri buydu. Erdoğan da yarından tezi yok, İmralı’dan çok CHP’yi konu edecek. İmralı’ya gidişi anlatmanın zorluğunu CHP’ye çatarak örtmeye çalışacaklar.

 

***

 

CHP’nin başından beri tutumu şu oldu:

 

Türkiye’nin bütün temel sorunlarında olduğu gibi bu konuda da başlıca çözüm yeri Meclis’tir. Bu zeminin dışına taşan süreçlerde yokuz.

 

Dünkü kararının da özeti bu.

 

Nasıl ki iktidar ve İmralı heyeti CHP’ye çatmayı başlıca iş haline getirecekse CHP de içinde bulunduğumuz temel sorunların ana kaynağının iktidarın yanlış politikaları olduğunu konu konu anlatmalı.

 

Hem sorunları çözemeyeceksin hem de sorumlu muhalefet diyeceksin!

 

 

 

AKP’nin en iyi yaptığı şey sorunları kullanmak! Çözme iradesi olmadığı için kullanmak çok işlevsel geliyor.

 

CHP’nin dün aldığı karar gibi bundan böyle başlıca muhatabı millet olmalı. Zira iktidar öylesine büyük bir güven erozyonuna uğradı ki bu aşamadan sonra iktidara yanaşan da bu erozyondan payını alır.

 

Yeniden altını çizelim, terörsüz Türkiye ortak özlemimiz. Ancak daha bu konuda arayış içindeyken bile siyaseti ve toplumu bölecek adımlar atanlarla bu gerçekleşmez.

 

Gözlemimiz o ki tıpkı öteki sorunlarda olduğu gibi bu süreçte de “terörsüz Türkiye” bir hedef, bir amaç değil. Araç!


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —