Konuk YAZAR

Tarih: 05.08.2025 00:14

Sahte diploma!

Facebook Twitter Linked-in

 

AKP iktidarı boyunca, devlet kadrolarına girmek için ya bir cemaate ya da doğrudan partiye mensup üye olmak esas alındı. Geçmişten de buna benzer partizanlık örnekleri verilebilir ama AKP döneminde partizanlık kurumsallaştı!

 

Yıllarca üniversite sınav soruları çalındı ve cemaat mensuplarına verildi. KPSS sınavları, polis akademisi sınavları, harp okulu sınavları, kısacası bütün sınavlarda çalıntı soruları alanlar öne geçti. Yıllar içinde milyonlarca gencin geleceği çalınmış oldu.

 

AKP, devlet içinde kadrolaşırken, önce imam kadrosuna aldığı kişileri sonra devletin diğer kurumlarına nakletti.

 

2025 lise giriş sınav soruları, sınav devam ederken bazı Whatsup gruplarında yayınlandı. Böylece sınav sorularının önceden birilerine verildiği anlaşıldı ama bilgi işlem müdürünü ve 30 memuru görevden alan Milli Eğitim Bakanı, sınavın iptal edilmesinin söz konusu olmadığını söylüyor!

 

Son olarak da 400 akademisyenin yüksek lisans, doktora, doçentlik ve profesörlük unvanlarının tamamen sahte olduğu anlaşıldı. Resmi yetkililerin dijital imzaları kopyalanarak, 10 binlerce kişiye parayla diploma veya ehliyet verildiği tahmin ediliyor...

 

Toplum hayatında bulunan meslek erbabının yüzde kaçı sahtedir bilmiyoruz. Sahte alkol üretmek veya sahte alın satmak da önemli bir orana ulaştı. Yüzlerce insan sahte alkolden hayatını kaybetti ama üzerinde bile durmuyoruz!

 

***

 

Peki bir millet, bir devlet, bir ülke neden bu duruma düşer?

 

Başlangıçta ideolojik amaçlarla devleti ele geçirmek isteyenler, bunda dini yönden bir sakınca görmüyordu. Hatta Türkiye’yi olarak görenler, devleti yağmalamayı dini bir görev sayıyordu. İslâmı gizledikleri etnik ideolojilerine alet edenlerin bu girişimleri, alışkanlık yaratmış olmalı ki para karşılığı diploma veya ehliyet dağıtmayı da “mübah” sayar oldular.

 

Bu arada Balkanlar’da tabela üniversiteleri kurup, Türkiye’deki hukuk fakültelerine yatay geçiş yapmak gibi bir yöntem de geliştirildi.

 

Türkiye’deki siyasallaşmış hukuk sistemi ve bürokrasi ise 32 yıl önce, Kıbrıs’taki Amerikan Üniversitesi’nden İstanbul Üniversitesi’ne yatay geçiş yapan Ekrem İmamoğlu’nun yakasına yapıştı... Onun diplomasını iptal etmek için, aynı yıl, aynı yolla, aynı üniversiteden yatay geçiş yapanların diplomalarını da iptal ettiler.

 

Oysa 23 yıldır ülkeyi yöneten Tayyip Erdoğan’ın diploması sorgulanmalı!

 

***

 

Biz demokrasiyi anlamış değiliz. Çoğunluk, demokrasiyi, “bizden” olanı haksız da olsa savunmak veya gözetmek için kullanıyor. Demokrasiyi “devlete bir anahtar uydurmak” için kullanmak da bir başarı sayılıyor.

 

“Anahtar uydurmak” ne demek? Hırsızlık değil mi?

 

Demokrasi yerine, gerçekte partizanlık uygulanıyor. Çoğunluk, seçimlerde taleplerini karşılayacak kişileri tercih ediyor. Dürüst olmak, hak gözetmek, kamu haklarını korumak ise siyaset bilmezlik, bir eksiklik, bir anlayışsızlık olarak görülüyor!

 

Yıllardır, “Devletin bütün kadrolarının, bilimsel bilgiyle donatılmış, ehliyet ve liyakat sahibi kadrolardan oluşturulması her zamankinden daha fazla önem kazanmıştır. Ehliyetsiz ve liyakatsiz kadrolarla devlet yönetmeye kalkışmak, artık vatana ihanet sayılmalıdır! Kaldı ki bu tür kadrolaşmanın asıl hedefi de cumhuriyeti yıkmak değil midir?” diyordum.

 

İşte partizanlıkla, ekonomiyi de sistemi de bilinçli olarak çökerttiler, şimdi Türk devletini yıkmak ve yerine Tom Barrack’ın anlatımıyla, “içinde İsrail ve Ermenistan’ın da olacağı bir Orta Doğu devleti” kurmak için ellerindeki son kozları oynuyorlar!

 

***

 

İsmet İnönü, 1929 yılında Ankara Hukuk Fakültesi Diploma Töreni’ne yaptığı konuşmada, “Efendiler, elinde yanlış bir şehadetname ile cemiyete çıkan adamın, memlekete zararı sizin tasavvur edebileceğinizden çok fazladır. Bir cemiyette en muzır adam ehliyetsiz olduğu halde salâhiyet sahibi olandır. Ehliyetsiz ve salâhiyet sahibi adam tahsil zamanında islah olunmazsa, hayatın cereyanı esnasında güç islah olunur. Bu adam bütün hayatında ilmin, liyakatin ve çalışkanlığın düşmanı olacaktır.” demişti.

 

“Yanlış şehadetname”, yani sahte diplomayla devlet kadrolarına yerleşenlerin memlekete verdiği zararı, iş işten geçtikten sonra bile anlamayan milyonlarca insan var.

 

Asıl sorun da burada zaten...

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Arslan BULUT(Yeniçağ)


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —